Hayır,o konuda aile içi tartışmamız hiç olmadı,asla aile içi tartışmamız hiç olmadı. | Open Subtitles | لا, لم يحدث نقاش عائلى حول هذا الامر ابدا لم يحدث نقاش عائلى |
Büyümeyi bekledim, babamdan daha büyük olmayı bekledim ama bu hiç olmadı. | Open Subtitles | ظللت أنتظر لكي أنمو وأكون أكبر منه ولكن لم يحدث ذلك مطلقاً |
Tartışma istemiyorum. 1000 franka, bu hiç olmadı. | Open Subtitles | لا أريد أي مناقشات, خذا ألف فرانك على أن ذلك لم يحدث قط |
Hayır, zehirli olduklarına dair bir fikrim yoktu, hiç olmadı. | Open Subtitles | لا, لم يكن لدي فكرة ان أي شيء مسمم, اطلاقا |
Böyle birşey bana hiç olmadı. Sana oluyor mu ? | Open Subtitles | انا اسفة فهذا لم يحدث لى , هل حدث لك من قبل ؟ |
Bu hiç olmadı. Ama bazen onu düşlediğim anlarda bir fısıltı duyuyorum... Diyor ki... | Open Subtitles | ذلك لم يحدث الى الآن و لكني أشعر أن شيْا كهذا سيحدث هذه الأيام |
Bu buluşma hiç olmadı. Beni tanımıyorsun. | Open Subtitles | هذا الإجتماع لم يحدث أنت لا تعرفــــــــني |
'Çıplak yüzmek"ten kastın mayosun yüzmekse böyle bir şey hiç olmadı. | Open Subtitles | حسناً، إن كنتِ تقصدين بالسباحة عارياً فهي لم يكن لديها بدلة سباحة مطلقاً إذن لم يحدث هذا مطلقاً |
"Bunları sonra konuşuruz." dedi ama sonrası yoktu hiç olmadı! | Open Subtitles | قال إننا سنتكلم عن هذا لاحقاً ولكن لم يكن هناك لاحقاً الأمر لم يحدث قط وهكذا أنتهت |
Yani, hadi ama Dan. Tüm gün boyunca aramadı. Bu daha önce hiç olmadı. | Open Subtitles | أنا أعنى دان هى لم تتصل هذا اليوم وهذا لم يحدث من قبل |
Araba kazasından sonra yeniden bacaklarımı kullanma şansım olduğunu söylediler ama bu hiç olmadı. | Open Subtitles | و بعد حادث السيارة كان هنالك فرصه قالوا ان لدي فرصه لاسترجاع القدره على المشي و لكن لم يحدث شيء |
- Çok şapsalsın. Hayır, hiç olmadı. Hiç çıkamadım. | Open Subtitles | لا , لم يحدث قط, لم اذهب الي هناك من قبل |
- Onbaşı, umarım yoktur. - Burada inceleme yapılmaz da. Şimdiye kadar hiç olmadı. | Open Subtitles | لأننا لم نحظى بتفتيش مسبقاً كما ترى لم يحدث ذلك |
Yemin ederim, iyi bir şey yaptıktan hemen sonra size söyleyecektim ama öyle bir şey hiç olmadı. | Open Subtitles | أقسم كنت سأخبركم مباشرة بعد أن أفعل شيئاً جيداً لكن لم يحدث شيء جيد لذا.. |
Deli gibi tutkuyla bağlandığım bir ilişkim hiç olmadı benim. | Open Subtitles | أنا أبداً لم يكن لدي اي علاقة بذلك النوعِ مِنْ العاطفةِ |
Sözde "Kirlenme"den önce yaşadığınız hayat...hiç olmadı. | Open Subtitles | الحياة التي تظنون أنكما عشتاها قبل "التلوث". لم تحدث أبداً |
hiç olmadı diyebilirim | Open Subtitles | أستطيع القول أن هذا لم يحدث أبداً |
Her ikisini de yapabilen biri, hiç olmadı. | Open Subtitles | و عشرين يستطيعون البيع و لم يكن لدي واحد يستطيع القيام بالاثنين معاً |
Gerçek bir risk hiç olmadı ama insanlar korktular. | TED | لم يكن هناك أي خطر حقيقي، لكن الناس كان خائفين. |
Affedersin olanlar için üzgün olduğumu söyleme şansım hiç olmadı. | Open Subtitles | انا اسفة , لم يكن لي وقت كافي لأأقول لك اسفة عن ما حدث |
Bu yapıcı olmadı. hiç olmadı. | Open Subtitles | لم يبشر الأمر بأي تهذيب أو إصلاح |
Bu senin görevin değil. hiç olmadı da. | Open Subtitles | إنها ليست وظيفتك و لم تكن كذلك أبدا |
hiç olmadı. | Open Subtitles | لم تكن موجودة أبداً |
-Öyle mi oldu acaba? Aslında dedektiflik yeteneklerimi sergileme şansım hiç olmadı. | Open Subtitles | كما تعلم ، أنا لم أحظ أبدا بفرصة لعرض مواهبـي مثل بوليس سري |
Çoğu pek akla yatkın değil ve hiç olmadı. | Open Subtitles | انها لا تبدو معقولة دائما وأغلب احداثها لم تحدث |