Daha da kötüsü her gece uyanıp hiç tanışmadığım birini arzulamak var olmayan bir kızı sevmek. | Open Subtitles | و الأسوء، هو الإستيقاظ كل ليلة بإنتظار شخص لم أقابله الوقوع في حب فتاة غير موجودة |
Onun gözünde beni bir aptal yerine koydu hiç tanışmadığım ve bana hiçbir yanlışı dokunmayan bir adamın. | Open Subtitles | لقد جعلتني أبدو كالأحمق أمامه رجل لم أقابله من قبل رجل لم يفعل لي اي شيء خاطئ |
Oğlum, hiç tanışmadığım zengin bir göt tarafından okula getiriliyor. | Open Subtitles | إبني يرعاه واحد من الأغنياء حتى أني لم أقابله. |
hiç tanışmadığım insanlarla nasıl dalga geçebilirim ki? | Open Subtitles | كيف يمكنني أن أسخر من أشخاص لم أقابلهم ؟ |
Bölgemin çok dışında, daha önce hiç tanışmadığım bir kadının durup dururken tutuklanması için benimle temasa geçtiğini mi söyleyeceğim Patterson'a? | Open Subtitles | إذن، يفترض عليّ أن أخبر (باترسن) بأنّ امرأة لم أُقابلها قط صادف أن تتصلي بي .. حتى أقوم بإلقاء القبض عليه |
Hayır, hiç tanışmadığım biyolojik babamın çocuğu. | Open Subtitles | كلا, انه ابن ابي البيولوجي الذي لم اقابله |
Daha önce hiç tanışmadığım bir kız benim ve binlerce insanın hayatını değiştirdi | TED | فتاة لم أقابلها من قبل غيرت حياتي وحياة الآلاف من الأشخاص. |
hiç tanışmadığım birini öldürebilesin diye suikastçı kılığına girmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أتنكر كقاتل حتى يُمكنك قتل شخصاً ما لم أقابله قط |
hiç tanışmadığım bir ortaktan hemen buraya gelmemi yoksa barodan attıracağını söyleyen bir e-mail aldım. | Open Subtitles | لقد تلقيت إيميل من شريك لم أقابله من قبل يخبرني أن أسرع إلى هنا وإلا سيتنصل من شراكتي |
- hiç tanışmadığım bir oğlum. Birlikte ilk gecemizden bu yana hiç görmediğim karımdan doğma. | Open Subtitles | ابنٌ لم أقابله قطّ، وُلد من زوجةٍ لم أرَها منذ أوّل ليلةٍ لنا معًا. |
hiç tanışmadığım bir babam kolunda iğne yoksa görebildiğin bir annem ve neredeyse bir düzine üvey ailem vardı ki sadece üç tanesi, beni devlet yardımı için kabul etmemişti. | Open Subtitles | كان لديّ أبٌ لم أقابله أبداً وأمّ تكون بالجوار عندما لا يكون هناك إبرة في ذراعها والكثير من الأشخاص الذين تبنوني، و 3 منهم لم يفعلوا ذلك فقط من أجل المال. |
hiç tanışmadığım biriyle telefonda görüştüm. | Open Subtitles | لقد جائني إتصال من رجل لم أقابله |
Lemon, hiç tanışmadığım birisini onaylamamın imkansız olduğu bariz. | Open Subtitles | ليمون) من الواضح أنني) لن أوافق على شخص لم أقابله |
Uzun sürdü Belle fakat şimdi daha önce hiç tanışmadığım kibar ve güçlü güzel olduğu kadar akıllı bir kadın görüyorum. | Open Subtitles | أخذ وقتاً طويل يا( بيل)ولكنيأرىالآن.. امرأة لم أقابله منقبل،عطوفةوقوية.. وجميلةللغايةوذكيةوأيضاً.. |
hiç tanışmadığım insanları yargılamamaya çalışırım. | Open Subtitles | أنا أحاول ألّا أحكم على أشخاص لم أقابلهم من قبل. |
Bölgemin çok dışında, daha önce hiç tanışmadığım bir kadının durup dururken tutuklanması için benimle temasa geçtiğini mi söyleyeceğim Patterson'a? | Open Subtitles | إذن، يفترض عليّ أن أخبر (باترسن) بأنّ امرأة لم أُقابلها قط صادف أن تتصلي بي .. حتى أقوم بإلقاء القبض عليه |
Hadi canım! Ben de hiç tanışmadığım bir adama aşığım. Görmeden! | Open Subtitles | محال , وأنا أيضا احب رجلا لم اقابله من قبل , لا تنظر |
28 yıl hiç tanışmadığım bir çocuğu korudum. | Open Subtitles | 28سنة كنت أحمي الطفلة التي لم أقابلها قط |