- Şu büyük siyah kasada belki? - Hayır, kasada hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لعلها فى تلك الخزنة الكبيرة السوداء كلا , لا يوجد شئ فى الخزنة |
Saklayacağım hiçbir şey yok... - ...ama elbiselerimi çıkarmayacağım. | Open Subtitles | سأخبرك شيئاً، لا يوجد ما أخفيه لكن لن أخلع ملابسي |
Genlerimizde Müslüman veya Meksikalılardan nefret etmeye dair hiçbir şey yok. | TED | لا يوجد شيء في حمضنا النووي يجعلنا نكره المسلمين أو الكمسيكيين. |
Deli misin sen? Orada yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك ما يمكنك القيام به بالخارج هناك |
Ne duyduğunuzu bilmiyorum ama, alt katta hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا أعلم ما الذي سمعته لا يوجد أي شيء هناك |
İçeride yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لقد أديت واجبك لايوجد شيء يمكنك القيام به أكثر |
Ehliyet, parmak izi, tutuklama, hiçbir şey yok. - Seninle gelsem iyi olacak. | Open Subtitles | لا منافسة ، لا رخصة ، لا مطبوعات لا تفويضات ، لا شئ |
- Evet? Elimizdeki bütün veritabanlarına baktık. hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لقد دققنا فى كل البيانات لدينا و لا يوجد شىء |
Seni sevmemem için dünya üzerinde yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شئ على الأرض قد يجعلني اتوقف عن حبك |
Annemin günlüğünde, onun isteklerine ters düşecek hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شئ فى دفتر يوميات والدتي يمكنه إسقاط الوصية |
Ama sizin de nişanlanmanızı engelleyen hiçbir şey yok. Evet var. | Open Subtitles | و لكن لا يوجد شئ يمنعكم من أن تعلنوا خطبتكم أيضاً |
Endişelerinizi anlıyorum ama korkacak hiçbir şey yok! | Open Subtitles | ، أنا أفهم قلقك . ولكنى أعدك بأنه لا يوجد ما تخشاه |
Dinle. Bu konuda yapabileceğimiz hiçbir şey yok şu an. | Open Subtitles | اسمعي، لا يوجد ما نستطيع فعله بشأن هذا الآن |
Ailenle berabersin, korkacak hiçbir şey yok insanların için dışına çıkartan şu duman. | Open Subtitles | عدت مع عائلتك الآن ، حيث لا يوجد ما يفزع عدى ذلك الضباب الذي يقلب جلود الناس |
O radar kapalıdır. Onu bulmanıza yardımcı olması için Kitap hiçbir şey yok. | Open Subtitles | إنه خارج الرادار ، لا يوجد شيء . في الكتاب يساعد على إيجاده |
İnanın bana, haberleri sunmaktan başka Karen için önemli hiçbir şey yok. | Open Subtitles | صدقوني، ليس هناك ما هو أكثر أهمية لكارين من تغطية الأخبار. |
Dünyası yok oluyor ve bu konuda yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | عالمها يموت، ولا يوجد أي شيء لعين يمكنني فعله حيال الأمر. |
- 211. Burada hiçbir şey yok. - Anlaşıldı. | Open Subtitles | ـ الى القاعدة معكم 221 لايوجد شيء هنا ـ علم |
hiçbir şey yok. Dur, gördüm. Orada, 28,000 fit'te ilerliyor. | Open Subtitles | لا شئ, أنا أراة هناك, إنة على مسافة 28,000 قدم |
- Orada hiçbir şey yok. - Umurumda değil seni lânet olası zavallı. | Open Subtitles | لا يوجد شىء بالخارج انا لا اهتم, ايها الفاشل |
Ama bak, hiçbir şey yok. Belki her konuda yanıldın. | Open Subtitles | ولا شيء كما ترى، ربما كنت مخطئاً بشأن كلّ شيء |
Utanılacak hiçbir şey yok. Bu kapakların altında hepimiz vahşiyiz. | Open Subtitles | لا شيئ نخجل منه خلف هذا القناع من التحضر ، جميعنا متوحشون |
Yazılı hiçbir şey yok. Rota yok, açılar yok, hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لاشىء مدون لا مسارات , لا إنحرافات , لا شىء |
Desi, bu gezegende bütün avansımıza değecek hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ديزي لا يوجد شيئ على هذا الكوكب يساوي قرضنا بالكامل |
Korkacak hiçbir şey yok. Her şey düzelecek. | Open Subtitles | لاشئ يدعوك الى الخوف, كل شئ سيكون على مايرام |
Mutlu değilseniz çok kötü. Yapabileceğiniz hiçbir şey yok. | TED | و إذا لم تكن فهذا سيء ، ليس هنالك شيء يمكنك فعله |
Hiçbir 41 emaresi bulunmuyor. hiçbir şey yok burada. | Open Subtitles | لا علامة على وجود إشارة 41 لا شيء على الإطلاق |