Köle olarak doğmuştu, onun anne babası da öyle ve bir gün Amerika'da siyahi bir erkeğin köle olarak ölmeyeceğine inanmak için hiçbir sebebi yoktu. | TED | ولد في العبودية، كما كان أهله، ولم يمتلك أي سبب ليصدق إمكانية أن شخصًا أسودًا في أمريكا يمكنه الموت حرًا. |
Ee, bunun hiçbir sebebi yok! hiçbir sebebi yok! | Open Subtitles | فبالتالي لايوجد أي سبب لايوجد أي سبب حقير |
hiçbir sebebi yokken kendini kaldırıma çarptı. | Open Subtitles | لقد تدحرج على جبل من الأسمنت بسرعة عالية وبدون أي سبب وجيه |
Yabancı, hiçbir sebebi yokken bizi bu gece yatağımızda öldürme. | Open Subtitles | ونطلب من الغريب ألا يقتلنا في أسرتنا بدون أي سبب يُذكر. |
Kendi eğlencesi ve merakı dışında hiçbir sebebi yok. | Open Subtitles | ليس لديه أي سبب منطقي فيما عدا إشباع متعته وفضوله |
Bir bayan yüreğinin iyiliğinden başka hiçbir sebebi olmadan bir çiftin alışverişini karşılıyor. | Open Subtitles | السيدة عند الخزينة واحد سوف تدفع مقابل مشتريات هذا الزوج بلا أي سبب سوى طيبة قلبها |
Yüzümün bu hale gelmesinin hiçbir sebebi yok. | Open Subtitles | ليس هناك أي سبب لادخال مضهري في هذا |
hiçbir sebebi yok... | Open Subtitles | لايوجد أي سبب بأن هاذين.. |
Bunun hiçbir sebebi yok. | Open Subtitles | فبالتالي لايوجد أي سبب.. |
Şüphelenmek için hiçbir sebebi yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لدية أي سبب كي يشك |
Bunun hiçbir sebebi olamaz. | Open Subtitles | لا أرى أي سبب محتمل لهذا |
Bana güvenmek için hiçbir sebebi yok. | Open Subtitles | إنه لا يجد أي سبب يجعله يثق بي... |
hiçbir sebebi olmadan hem de. | Open Subtitles | بدون أي سبب على الاطلاق |
Rich'in kilidi kırmak için hiçbir sebebi var mıydı? | Open Subtitles | هل كان لدى (ريتش) أي سبب لكسر القفل؟ |
- Bize saldırmanın hiçbir sebebi yok. | Open Subtitles | - لا يوجد أي سبب لمهاجمتنا. |