Şimdi hidrojen ve helyum gibi basit atomlar ortaya çıkıyor. | TED | و الآن تظهرذراتٌ بسيطة من الهيدروجين و الهيليوم. |
hidrojen ve helyum atomlarından oluşan ve belli bir şekli olmayan dev bulutlardan ibaretti. | TED | كان يتشكّل من سُحبٍ ضخمة من ذرّات الهيدروجين و الهيليوم، و لا بنية لها. |
Birkaç dakika sonra, evrende hidrojen ve helyum oluştu. | TED | و بعد دقائق قليلة، وجد الهيدروجين و الهيليوم فى الكون. |
Yıldız ölümleri olmadan oksijen açığa çıkamaz. hidrojen ve helyumdan ağır diğer elementler oluşamaz. Bu durumda yaşam da mümkün olmaz. | TED | لذلك بدون موت نجمي؛ لن يكون هنالك أكسجين أو عناصر أخرى أثقل من الهيدروجين والهيليوم، ومن ثم لن تكون هناك حياة. |
Ayrıca hidrojen ve yakıt hücresi araba ve kamyonlarımız park halindeyken aktif olarak şebekeye elektrik üretme imkanı sağlamaktadır. | TED | والهيدروجين وخلايا الوقود تعطينا هذه الفرصة لكى نستخدم سياراتنا و شاحناتنا عندما تكون متوقفة لتوليد الطاقة الكهربائية |
Çok basit ve net bir şekilde suyun hidrojen ve oksijen moleküllerinin uygun bir şekilde birleşmesinden başka bir şey olmadığını anladık. | TED | فنحن نفهم بسهولة فورًا بأن المياه ليست إلا مجموع ذرات هيدروجين وأكسجين منظمة بشكل ما. |
Biz, hepimiz, en eski hidrojen ve helyum karışımı, çok uzun bir süre boyunca evrim geçirip, nereden geldiğini sorgulamaya başladığında olanız. | TED | نحن ، جميعنا ، خليط أساسي من الهيدروجين والهيليوم والذي تطور بمرور الزمن لدرجة أنه بدأ يطرح أسئلة عن كيفية وجوده. |
- Ayrıca onunla havalanacak olan kişi olarak hidrojen ve oksijen oranı yanma noktasının altında olmasa iyi olurdu diye düşünüyorum. | Open Subtitles | سيكون من الجميل اذا كان الهيدروجين و الاكسجين تحت منطقة الاشتعال |
Saçındaki hidrojen ve oksijen miktarı kızın Boston'da yaşıyor olduğuna işaret ediyor. | Open Subtitles | تشير مستويات نظائر الهيدروجين و الأكسجين الموجودة بشعرها "بأنها كانت تعيش في "بوسطن |
Büyük Patlama'dan sonraki birkaç yüz milyon yılda muazzam hidrojen ve helyum bulutları yoğunlaşarak ilk yıldızları ve galaksileri oluşturdu. | Open Subtitles | بعد بضع مئات الملايين من السنوات من الإنفجار الكبير تكثفت سحابة شاسعة من الهيدروجين و الهيليوم إلى أولى النجوم و المجرات |
Topraktan hidrojen ve oksijen çıkarıp onları birleştirecek bir yöntem buldum. | Open Subtitles | لقد اخترعت عملية استخراج الهيدروجين و الاكسجين من التربة، و.. و إعادة تَجميعهما معا لاستخراج المَاء. لم يَظن أحَد أنها ستَعمل، |
Esasen hidrojen ve helyumdan mamul yoğunlaştırılmış güneş enerjisini emen paneller, hala moleküler seviyede bu elementlerin kalıntılarını taşıyor olabilir. | Open Subtitles | كانت مخزنة بعيدا بعد الإختبار. و الألواح إمتصت طاقة الشمس المركزة، بشكل رئيسي "الهيدروجين" و "الهيليوم"، |
Böylece daha yoğun yerlerdeki yerçekimi hidrojen ve helyum atomlarından oluşan bulutları sıkıştırmaya başlıyor. | TED | إذاً، حيث كان لدينا مناطقٌ تزيد كثافتها بمقدارٍ طفيف، تبدأ (قوى) الجاذبية برَصِّ سُحب ذرّات الهيدروجين و الهيليوم. |
Su, hidrojen ve oksijenin birleşiminden oluşan H20'dur. | Open Subtitles | حسنًا، الماء هو (اتش 20 ) - الهيدروجين و الأوكسيجين التصقا معًا. |
Astronomlara göre Satürn, hidrojen ve helyumdan oluşan, | Open Subtitles | يقول الفلكيون بأن كوكب زحل عبارة عن كرة ضخمة من الهيدروجين والهيليوم |
hidrojen ve oksijen izotop oranları bölgeye göre değişir. | Open Subtitles | وحدات الاكسجين والهيدروجين التناظرية بمعدلاتهم العادية |