Randall'ın işi. Randall mı? Vay hilekar. | Open Subtitles | مهلاً، راندل، ذلك الغشاش يحاول تحسين أرقامه |
Bak, benim sorunum dört hilekar arayacağım yerde bir tane aramak değil mi? | Open Subtitles | أنظروا, مشكلتي أني كنتُ أبحث عن شخص واحد غشاش بينما كان يجب أن أبحث عن أربعة, أليس كلامي صحيح؟ |
Ama bilmediği şey hilekar birini aldatamaz. | Open Subtitles | ما لا يعرفه هو أنه لا يمكن الاحتيال على محتال |
Bu dünyada bir kadın olmak için hilekar olmalısın. | Open Subtitles | لتكوني امرأة عليكِ أن تكوني مخادعة بهذا العالم. |
Halen Hardy Rodenstock'un hilekar bir adam olduğuna dair ve Jefferson şişelerinin sahte olduğuna dair yeterli kanıt yok | TED | والآن هناك دليل واضح بأن هاردي رودنستوك رجل مخادع وأن قنينات جيفرسون مزيفة |
Barmen, o beş para etmez, hilekar nalbandı arıyorum. | Open Subtitles | أيها الساقي,إنني أبحث عن ذلك الحداد المخادع الفاشل. |
Bilirsin, Ben Jonson zamana "yaşlı kabak kafalı hilekar" demişti. | Open Subtitles | كما عرف الوقت: ، بِن جونسون المحتال الاقرع العجوز |
-Çok teşekkürler Bay Benny. -Rica ederim, seni pis hilekar | Open Subtitles | : تذهبين موضع ترحيب، كنت الغشاش القذرة |
Umarım levhanızın tadını çıkarırsınız, hilekar! | Open Subtitles | أرجو أن تستمتع بلوحتك أيها الغشاش |
Seni hilekar! | Open Subtitles | اخي, أيها الغشاش |
Ve sizden önce, evet, tarihteki her simyager yalancı ve hilekar illüzyonistlerdi. | Open Subtitles | وقبل ان تسأل , نعم كل كيميائي في التاريخ كاذب و غشاش ومخادع |
Bu da seni hilekar yapıyor değil mi? | Open Subtitles | هذا يعني أنك غشاش في الواقع أليس كذلك ؟ |
Bir hilekar bu nedenle onun adını aldım hala yaşıyormuş gibi kayıtlarını değiştirdim. | Open Subtitles | محتال ... لذا اتخذت اسمه لنفسي وزيفت ملفه حتى يبدو أنه لا يزال حياً |
Bizim çocuğun biraz hilekar biri olduğunu söylemem yeterli. | Open Subtitles | يكفينا القول إن صاحبنا هو محتال |
hilekar, aksi bir kadın. Yalancı, namussuz. | Open Subtitles | تعني أنها أمرأة مخادعة وكاذبة ومحتالة |
Onu tanımlayan anahtar kelimler %45 oranında hilekar | Open Subtitles | أختياركم الأول على الرغم أن 45% من تجاربنا تبدو مخادعة |
Masum bir kurban, hilekar bir kötü, gerçeği arayan bir savcı, adaleti dağıtan bir hakim, ve de fazla para alan bir avukat. | Open Subtitles | هناك دائماً ضحية بريئة و شرير مخادع و مدعي يبحث عن الحقيقة |
Sen adi, gelişi güzel, hilekar, yüzeysel, şehvet düşkünü birisin. | Open Subtitles | أنت عشوائي فاسد، الشهواني الضحل المخادع. |
Ben Jonson zamana "yaşlı kabak kafalı hilekar" demişti. | Open Subtitles | :قال بِن جونسون بان الوقت المحتال الاقرع العجوز |
"Go Eun Chan hilekâr dosyası" ndan bana bahsetmezseniz iyi olur. | Open Subtitles | أنت من الأفضل أن لا تعرض جو ين شان الى حالة إحتيال أمامي. |
Ona biz hilekar derdik | Open Subtitles | لقد اعتدنا ان نطلق عليه رجل الخداع |
hilekâr olarak yetişmedik. | Open Subtitles | حسناً ، نحن لم نربى على الغش |
Aynen öyle yapacağız, hilekâr kız. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما سنفعله ايتها الغشاشة |
Kusuruma bakma, seni duyamadım hilekâr. | Open Subtitles | لا استطيع سماعك ياغشاشة |
Tüm arkadaşlarımın, ailemin ve tanrının huzurunda düzenbaz ve hilekar birisiyim. | Open Subtitles | . أنا محتالة المخادعة التي , قبل كل أصدقائها |
Çağımızın en düzenbaz, en hilekar, en dalavereci adamlarından biri, arkadaşım. | Open Subtitles | أتدرين، عندي مدخل إلى أحد أكثر العقول كذباً وخداعاً وتضليلاً في وقتنا هذا. |
Hem adil hem de hilekâr Donmuş bir kalbi var | Open Subtitles | هذه القوّة الجليديّة خبيثة بقدر ما هي عادلة وبقلب مجمّد يستحق التعدين |