Ve eğer bir ikinci dünya savaşı gazisinin sinir ucuna dokunsam, kaybettiği kolunu hissedecektir. | TED | وإذا لمست نهاية ذلك العصب لدى جندي من الحرب العالمية الثانية ، سيشعر بلمس يده المفقودة. |
Ama grup evinde yalnızlık hissedecektir. | Open Subtitles | سنأخذه , ولكنه سيشعر بجفوة في المنزل الجماعي |
Papaz böyle yapmıştı belki senin günahkar olduğunu da hissedecektir. | Open Subtitles | لو بذل البابا قليلا من العمل، فربّما سيشعر بالذّنب |
Kadın onu terkederse bundan dolayı kendini o kadar kötü hissedecektir ki... sinir krizi geçirip, kafayı üşütecektir. | Open Subtitles | إذا تركته ، فإنها ستشعر بالسوء حيال ذلك حتى أنها ستصاب بإنهيار عصبى و تصاب بالجنون |
Kendini bu gece biraz üzgün ve kızgın hissedecektir. | Open Subtitles | ستشعر بقليل من الحزن هذه الليلة، و ببعض الغضب. |
Oğlunun bir Trag olduğunu öğrendiğinde nasıl hissedecektir sence? | Open Subtitles | كيف تعتقد بأن هذا سيجعلها تشعر معرفة أن أبنها من التراكز ؟ |
Bu kadar çok bira içmezse kendini daha iyi hissedecektir. | Open Subtitles | كان سيشعر بتحسن لو لم يتناول الكثير من الجعه |
Fakülte'deki danışmanının odasında gerçekleşecek ki orada kendisini güvende ve muteber hissedecektir. | Open Subtitles | سوف نتخذ مكانًا في كلّية الطبّ، في مكتب أستاذه المشرف حيث نظنّ أنّه سيشعر بالأمان والاحترام |
Erkeğin sperm sayısı sıfır çıkarsa partneriyle birlikte doğum kontrolüne itimat ederek çok rahat hissedecektir. | TED | إذا كان عدد الحيوانات المنوية لدى الرجل هو 0، سيشعر الرجل وشريكته بالراحة التامة للاعتماد على وسيلة منع الحمل الخاصة به. |
Birkaç banka soyduktan sonra, kendini daha iyi hissedecektir. | Open Subtitles | سيشعر أفضل .عندما يسرق بنكين |
Sorun yok, kendini daha iyi hissedecektir. | Open Subtitles | لا عليكي سيشعر بتحسن |
Tedaviden sonra kendini çok daha iyi hissedecektir. | Open Subtitles | سيشعر بتحسن بعد معالجته |
Ama öfkemi kesinlikle hissedecektir. | Open Subtitles | ولكنه بالتأكيد سيشعر بغضبي |
Birisi bunu hissedecektir. | Open Subtitles | شخص ما سيشعر بذلك |
O güçlü biri. Onu öldüreni bulunca, daha iyi hissedecektir. | Open Subtitles | إنها مُحطمة لكنها ستشعر بتحسن عندما تكتشف من قتله |
Pek bir şey hissetmiyor olabilir ama sabaha bunu hissedecektir. | Open Subtitles | ربّما لا تشعر بالكثير الآن لكنّها ستشعر بكلّ شيء صباحًا ما الخطّة إذًا؟ |
Bir noktada bu bağı hissedecektir. | Open Subtitles | في مرحلة ما ستشعر بالصلة بينكما |
Titreşimi hissedecektir. | Open Subtitles | ستشعر بأحاسيسك |
Davina bunu hissedecektir. | Open Subtitles | -دافينا) ستشعر) . |
- Kendini evinde gibi hissedecektir. - Her gün Çin yemeği yapıyor. | Open Subtitles | .هذا سيجعلها تشعر كأنها في منزلها - .إنها تطبخ طعاماً صينياً كل يوم - |