Titanyum yerel madenlerden çıkarılmış olabilir mi? Artık hissediyorsun değil mi? | Open Subtitles | هل هناك فرصة أن التيتانيوم مستخرج محليا؟ تشعرين به، أليس كذلك؟ |
Artık hayatının kontrolünün sende olmadığını ve hislerini saklamadan saçma bir şekilde kontrolü tekrar ele geçirme ihtiyacı hissediyorsun. | Open Subtitles | كما لو أنك فقدت السيطرة على حياتك، و تشعرين لحاجة فرض تلك السيطرة في بعض البراهين تصرف بطيش، أزياء |
Bu şekilde konuşunca daha mı iyi hissediyorsun? | Open Subtitles | هل يجعلك تشعرين بتحسن, التحدث بهذه الطريقة؟ |
Böyle devam etmek istiyor musun, ya da nasıl hissediyorsun bilemiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف أن كنتِ تريدين الأستمرار فى هذا أو كيف شعورك |
Harika mı hissediyorsun? , veya bu kelimeye benzer birşey? | Open Subtitles | هل شعورك رائع أو أي تغيير بسيط على تلك الكلمة؟ |
Duvardaki bir deliğe konuşuyormuş gibi hissediyorsun değil mi? | Open Subtitles | تشعرين وكأنكِ تتحدثين إلى فتحة في جدار، أليس كذلك؟ |
Aynı boşluğu sen de hissediyorsun, öyle değil mi? | Open Subtitles | أنت أيضاً تشعرين بالفراغِ نفسه، أليس كذلك؟ |
Buna ihtiyacın vardı ve şimdi hissediyorsun, kendine bir bak. | Open Subtitles | احتجتى اليها والان تشعرين بها, انظرى لنفسك. |
Kendini her zamankinden daha canlı hissediyorsun, buna karşı koyma. | Open Subtitles | انت تشعرين بالحياة اكثر من اى وقت اخر لا تقاومى هذا الشعور |
- Sen nasıl hissediyorsun? En iyi arkadaşı... ve şimdiye kadar tanıdığın en kötü düşmanı kendinde birleştirmek? | Open Subtitles | كيف تشعرين وأنتِ تتحالفين مع أفضل صديق وأسوأ عدو عرفتِه في حياتكِ؟ |
Arkadaşlarınla beraberken kendini yalnız hissediyorsun çünkü seni aslında tanımıyorlar. | Open Subtitles | أراهن أنكِ عندما تكونين ما أصدقائكِ تشعرين بالوحدة لأنهم لا يعرفونكِ حقاً |
Onun hakkında bunları konuşurken neler hissediyorsun bilmiyorum, ve eğer bunu yapmak istemezsen, seni anlarım, | Open Subtitles | لا أَعْرفُ بما تَشْعرين حيال الحديث عنه وإن كنت لا تشعرين بإرتياح سأَفْهمُ ذلك |
Hey, bildiklerimi biliyorsun, ve hissettiklerimi hissediyorsun. | Open Subtitles | تعرفينَ ما أعرفُه و تشعرين بما أشعرُ بِه |
Heather, ne hissediyorsun, tatlim? | Open Subtitles | هل يمكن أن تخبرينا ما تشعرين به الآن يا عزيزتى؟ |
Yani kıskançlık duygusunu bıraktın kendini kulübün üyesi gibi hissediyorsun. | Open Subtitles | إذاً، تغيّر شعورك من الغيرة لتشعري أنّكِ جزءٌ من النادي |
Eğer bunu bir bitkiye yaparsam ne olduğunu merak etmelisin. Aslında hissediyorsun. | Open Subtitles | اذا كنت أفعل هذا بالنبات عليك أن تتسائل ما هو شعورك الحقيقي |
Karikatürlerinde kadınları tasvir etme şekli konusunda ne hissediyorsun? | Open Subtitles | ما هو شعورك تجاه الطريقة التي يصور بها النساء في رسوماته ؟ |
Kardeşinle görüşmek isteyen her erkeğe karşı böyle mi hissediyorsun? | Open Subtitles | هل ذلك الشعور يأتيكَ حتى مع رجلٍ آخر يواعد أختكَ؟ |
Ne anlatmak istediğinden emin değilmiş gibi hissediyorsun. | Open Subtitles | ينتابك شعور بأنه ليس متأكداً تماماً مما يريد قوله |
- Spike, Iütfen kes şunu. - Hâlâ hissediyorsun. | Open Subtitles | سبايك , أرجوك توقف اسمحي لنفسك بأن تشعري بذلك |
Diğer yaratıklardan farklı hissediyorsun çünkü sen bir vampirsin. | Open Subtitles | تشعر به أكثر من أي مخلوق أخر لأنك مصاص دماء |
Gerçekten böyle hissediyorsun, değil mi? | Open Subtitles | ذلك هكذا تَشْعرُ حقاً، أليس كذلك؟ |
Ve şimdide,Kendini aciz hissediyorsun. Rüzgardaki bir yaprak gibi. | Open Subtitles | والأن أنت تحس بأنك عاجز كورقة شجر فى مهب الريح |
- Sen de bir konuda suçlu hissediyorsun. | Open Subtitles | انت تشعرى بالذنب من اجل شىء انت ايضا نعم كان هناك شىء كنت انوى ان اتكلم عنه |
Onu bir başkasıyla gördüğün için ağlıyorsan... böyle hissediyorsun demektir! | Open Subtitles | رؤيتُكِ له و هو مع شخص آخر و بكائكِ لهذا السبب ؟ خمني ماذا ؟ هذا هو شعوركِ |
Ayrıca evde güvende hissediyorsun ama bunu düzelteceğiz. | Open Subtitles | و أن البقاء يشعرك بالأمان, و لكننا سنعالج ذلك |
Orada beni izliyordun... çünkü bana değer veriyorsun çünkü bana karşı bir şeyler hissediyorsun. | Open Subtitles | ان كنت بسببى, كنت هناك لترقبينى. لانك تحبينني ولديك مشاعر نحوى. |
Nasıl hissediyorsun, tatlım? | Open Subtitles | - كيف تجدك يا عزيزي؟ |
Kendini Dünya'yı omuzlarında taşımak zorunda hissediyorsun ve bu asilce. | Open Subtitles | أنت تشعر بالحاجة لحمل العالم على كتفيك وذلك أمر نبيل |
Bu yüzden buraya günah çıkarmaya geliyorsun çünkü kendini suçlu hissediyorsun. | Open Subtitles | لقد جئت لهنا لتحصل على مغفرة لذنوبك لأنك تشعر بأنك مذنب |