Bu tartışma konusunda kesin gizlilik istiyorum ben Bay Blake'in hisselerini resmen devralana kadar. | Open Subtitles | أنا أصر على توضيح مدى سرية هذه المناقشة حتى أشترى رسميا أسهم السيد بليك |
Bu plan, Lincoln Gerald likörlerinin pazar hisselerini, iki yılda yüzde sekiz bir artışla yükseltecek. | Open Subtitles | بواسطة توقعاتنا، وهذه خطة زيادة أسهم السوق لينكولن وجيرالد للكحول زادت بنسبة هائلة بلغت ثمانية في المئة |
Tüm hisselerini ona satması için zorladı. Sence eşcinsel mi? | Open Subtitles | لقد أجبرته على بيع كل حصته لها أتظن انها شاذه؟ |
New York'a git, iyi vakit geçir ben de o sırada burada kalıp, hisselerini alarak seni diskalifiye edeyim. | Open Subtitles | حَسناً، عودي إلى نيويورك، واحصلي على وقت طيب وأنا سَأَبْقى هنا وسأشتري حصتك |
Simsarın olarak sana sadece hisselerini satma diyebilirim. | Open Subtitles | ، بصفتي سمسـارك أنصحك بالإبقاء على تلك الأسهم |
Kısa pozisyonumu sürdürmek için senin hisselerini ödünç almak istiyorum. | Open Subtitles | أريد استعارة أسهمك للحفاظ على حصتي المؤقتة ـ ما عرضك؟ |
Bu yatırım fonu üç haftadır çaktırmadan Grup hisselerini satın alıyordu. | Open Subtitles | خلال آخر ثلاثة أسابيع، هذا الصندوق الإستثماري قام بشراء حصص المجموعة... |
Bildiğiniz gibi kurnaz İsviçreliler çoğunluk hisselerini sattıklarından beri, | Open Subtitles | كما تعلمين، بعد الانتهازية السويسرية بيعت معظم أسهمه |
Şirketin gücüyle ilgili yalan yanlış dedikodular yayarak adamların hisselerini hızla düşürüyorsun. | Open Subtitles | أنّك تخفض أسهمهم بشكل آني، وتنشر شائعات كاذبة فيما تتعلق بأضرار الشركة. |
Burası artık senin gezegenin sayılmaz, bu yeni droid tesisinde hak karşılığı hisselerini Bankacılık Klanına devrettiğinden beri öyle. | Open Subtitles | هذا لم يعد كوكبك بعد الأن ليس منذ أن وقعت على ممتلكاتك للمجموعة المصرفية في مقابل حصة في مصنع الآليون الجديد |
Mevcut bulunan bütün Bluth hisselerini otomatik satın alma emrim var. | Open Subtitles | كان لدي دفع جاري دوماً لشراء أي أسهم متاحة لشركتكم |
Bu arada tüm benzin hisselerini satabilirsin, gelecekte her şey patatesle çalışacak! | Open Subtitles | بالمناسبة بع جميع أسهم الوقود الآن كل شيء يعمل على البطاطا |
Bu yüzden Carnelian'ın hisselerini açıktan satıyordu ve bu yüzden de onu öldürmen gerekmişti. | Open Subtitles | لهذا السبب كانت تبيع أسهم الشركة و لهذا السبب إحتجتَ لقتلها |
Her mali yılın çeyreğinde, gelirlerin 30%unu kazanamazsa diğer ortak onun hisselerini satın alarak devre dışı bırakabilir. | Open Subtitles | إذا لم يحصل أحد الشركاء على ثلاثين بالمائة من الدخلِ في كُلّ ربع من المحاسبة، الشريك اللآخر يستطيع ان يشتري كامل حصته |
hisselerini sattı ama yine de pay almayı hak ettiğini iddia edebilir. | Open Subtitles | لقد قام ببيع حصته ولكن مازال بإمكانه المطالبة بأنّه مازال يستحق نصيباً من الربح |
O zaman hangi akla hizmet İngiliz Kraliyet Soğutmadaki hisselerini ona sattın? | Open Subtitles | إذن لماذا بأي ثمن قمت ببيعه حصتك في شركة التبريد؟ |
Ama şirketi istemiş bulundum ve senin hisselerini istiyorum. | Open Subtitles | ، لكنّي أريد الشركة وأريد كذلك نصيبك من الأسهم |
A serisi stok hisselerini bize satmadan bu odadan çıkmıyorsunuz. | Open Subtitles | لن تخرجي من هذه الغرفة دون بيعنا حصصا من أسهمك |
Ailenizin hisselerini yem olarak kullanmak istiyorsunuz. | Open Subtitles | إلى أى مدى سوف تستخدمين حصص عائلتكِ كـ إغراء ؟ |
Biri bay Elliott'ın Batı Wiluna'da ki hisselerini satın almak için... parayı kullanıyor. | Open Subtitles | و الأن , أعتقد أن هُناك شخص ما إستخدم المال .... ليجعل السيد إليوت يبيع أسهمه . فى غرب ميلونا |
mi dediler? Hayır. hisselerini sattılar. | TED | دعوني أريكم؟ لا. لقد قاموا فقط ببيع أسهمهم. |
Normalde böyle durumlarda bir taraf diğerinin hisselerini alır tabii ikiniz beraber oranın sahibi olmak istemezseniz. | Open Subtitles | عادة، في حالات مثل هذه، طرف يشتري حصة الآخر، إلا إذا كنتما مهتمين في الملكية المشتركة. |
Üçüncüsü, eski hisselerini yenileriyle değiştirme anlaşması. | Open Subtitles | الثالثة هي اتفاقية استبدال تسمح لك باستبدال الأسهم القديمة بأسهم جديدة وأخيراً اتفاقية سهم المقترع |
Holly Harper tüm Ojai Gıda hisselerini satmış. | Open Subtitles | هولي هابر باعت كل حصصها باوهاي .. 479 00: 21: |
Artık Simon Elder'la evlenmediğine göre bu belgeler Darling hisselerini geri verecek. | Open Subtitles | سيعيدون لك اسهمك وحساباتك في دارلنق طالما لم تتزوجي سايمون |
Maggie'nin bütün hisselerini ve bonolarını sekiz gün önce bozdurduğu ortaya çıktı. | Open Subtitles | أدوار خارج ماجي صَفّتْ كُلّ أسهمها وتَلتصقُ قبل ثمانية أيام. |
Bu Obstfeld Yatırım Grubu görünüyor ki çoğunluk hisselerini ele geçirdiğinden oldukça emin yada daha tekliflerini yapmadılar. | Open Subtitles | يبدو انها واثقه من الحصول على اغلبية الحصص والا لم يعرضوا عليها هذا العرض |
hisselerini bölüp yarısını Daniel'a, yarısını da sana, yani doğmamış çocuğuna vermesi için onu ikna edebilirim. | Open Subtitles | سوف اقنعها بتقسيم جزئها توقيع النصف لدانيال.. ونصف لكِ |