İçimde hissettiklerim dışında her yönden sıradandım. | TED | كان كل شيء يخصني نمطياً، ما عدا شعوري الداخلي. |
Fakat ben bunun üstesinden gelebiliyorum, çünkü sana hissettiklerim daha yoğun... ve belki gayret edersek başarırız. | Open Subtitles | ولكنني أتعامل مع الامر لأن شعوري بك يغمرني وأريد أن أعرف إن كان ذلك سينجح |
Kocamın ölümü yüzünden hissettiklerim, size ya da bu göreve sunduğum hizmeti etkilemeyecektir. | Open Subtitles | مشاعري حول موتِ زوجِي لَنْ يُؤثّرَ على الطريقه التى أَخْدمُك أَو هذه المهمّةِ. |
Ama iş birisinin gözlerine bakıp, hissettiklerim hakkında doğruyu söylemeye gelince çok kötüyüm. | Open Subtitles | انا حقاً سيئة عندما يتطلب الأمر النظر إلي عين أحد وإخباره حقيقة مشاعري.. |
Senin gördüğünle benim hissettiklerim farklı şeyler. | Open Subtitles | الذي تراه و الذي أشعر به شيئان مختلفان تماماً |
Fakat ben bunun üstesinden gelebiliyorum, çünkü sana hissettiklerim daha yoğun... ve belki gayret edersek başarırız. | Open Subtitles | ولكنني أتعامل مع الامر لأن شعوري بك يغمرني وأريد أن أعرف إن كان ذلك سينجح |
Şu an hissettiklerim, sizin sorunlarınızın.. ...yanında bir şey ifade etmeyecek. | Open Subtitles | لذا لا جدوى من إزعاج نفسيكما بسبب شعوري اليوم؟ |
Tamamen aldatılmış hissettiğini biliyorum, bunu anlıyorum da, ama sana karşı hissettiklerim, gerçek. | Open Subtitles | أعلم أنك تشعر بالخيانة وأفهم ذلك ولكن شعوري نحوك |
Ama sana karşı hissettiklerim hakkında hiç yalan söylemedim, asla. | Open Subtitles | لكني لم أكذب يوماً بشأن شعوري تجاهك أبداً |
Ama bilmediği, senin hakkında hissettiklerim. | Open Subtitles | ولكن ما تجهلهُ هو شعوري الحقيقيُّ ناحيتكِ |
Ama bilmediği, senin hakkında hissettiklerim. | Open Subtitles | ولكن ما تجهلهُ هو شعوري الحقيقيُّ ناحيتكِ |
Eğer benimle gelmek istemezsen, seninle ilgili hissettiklerim değişmeyecek. | Open Subtitles | ..لو أنكِ لا تريدين المجيء معي فهذا لن يغير مشاعري نحوكِ |
Hayatımda pişman olduğum çok şey oldu ama hissettiklerim gerçekti. | Open Subtitles | هناكالكثيرأندمعليهفيحياتي , لكن مشاعري حقيقية |
En azından bu vardı ve senin için hissettiklerim gerçekti. | Open Subtitles | علىالأقللديّهذا , و مشاعري لكِ كانت حقيقية |
Aynen öyle. Ayrıca hissettiklerim konusunda "açık ve dürüst" olmamı istiyor. | Open Subtitles | أجل، يريدني أن أكون منفتحة وصادقة بشأن مشاعري |
Şu anda hissettiklerim. dünden çok farklı | Open Subtitles | الذي أشعر به الآن لست تماما مثل شعورى بالأمس |
Notre Dame'ın futbolu için hissettiklerim gibi. | Open Subtitles | نعم.. هذا ما أشعر به بشأن كرة قدم نوتردام |
Sanırım Edward ile ilgili hissettiklerim tutku, ihtiras, tamamen yasaklı şeyler idi. | Open Subtitles | بعكس ما أشعر به عندما أكون مع إدوارد من شغف و رغبة أشياء تشبه الفاكهة المحرمة |
Çok iyi göremedim ama, hissettiklerim inanılmazdı. | Open Subtitles | لم أستطع أن أرى جيدأً لكن ما شعرت به كان مذهلاً |
Senin hakkında hissettiklerim sonunda anladım ki Lionel Ritchie'nin şarkısındaki gibiymiş | Open Subtitles | شعورى نحوك هى ما جعلتنى افهم اخيرا ما الذى كان لايونيل ريتشى يغنى عنه |
Tüm o zaman boyunca hissettiklerim, sanki yürürken kaydığınızda ya da tökezlediğinizde ve yerin size doğru hamle yapması, fakat normalde olduğu gibi yarım saniye sürmek yerine altı ay sürmesi gibiydi. | TED | ذلك بسبب الشعور المستمر الذي كنت أشعر به كالإحساس الذي ينتابك إذا كنت ماشياً و زلقت أو تعثّرت و ترى الأرض تقترب بسرعة، لكن عوضاً عن استمراره لنصف ثانية، كالمفترض، فإنه استمر لستة أشهر. |
Hareket etmek canımı acıtıyordu. Aynı, şu an hissettiklerim gibi. | Open Subtitles | إنه صعب جداً أن اتحرك وهذا ما اشعر به الآن |
Hak etmediğimi düşündüğüm bütün o duygular özellikle sana karşı hissettiklerim tekrar alev alev yanıyor. | Open Subtitles | كل المشاعر التى شعرت بها لا اجد ما يوصفها خصوصا مشاعرى تجاهك فهى تحترق لامعة شوقا لكى |