Sanki odundanmis gibi, aslinda odun gibi hissettiriyordu çünkü o öylece orada duruyor, zihin kendi isine bakiyor sanki onunla hiçbir alâkan yok gibi. | Open Subtitles | و كأنها خشبية تعطي شعوراً تخشبياً في الحقيقة لأن الأمر عبارة عن الجلوس هناك و تركه يتولى أمره و كأنه لا علاقة لك بالأمر |
Görme kaybının tüm dezavantajlarını göze alarak yola çıktım ve kutba doğru her adım bana uzun süren hoşnutluk hissettiriyordu. | TED | أضع شياطين العمى خلفي مع كل خطوة أخطوها تجاه القطب، والذي منحني شعوراً مديداً بالاطمئنان. |
Sen CPS'de görevliyken bir şeylerin parçası olmak iyi hissettiriyordu değil mi? | Open Subtitles | عندما كنت في الشرطة كان شعوراً جيداً ان تكوني جزء من شيء ما، اليس كذلك؟ |
Kendimi garip hissettiriyordu. | Open Subtitles | أثارت بي شعوراً غريباً |
Ben de sizden biriydim. Ve bu iyi hissettiriyordu. | Open Subtitles | "كنت واحدًا منكم و كان شعوراً رائع" |
Aslında bir bakıma iyi hissettiriyordu. | Open Subtitles | كان شعوراً جيداً نوعا ما |