Herkes başına buyruk görünse de buraya da çok sıkı bir hiyerarşi hakim. | Open Subtitles | قد تبدو وكأنها سائبة للجميع, لكن حتى هنا ينطبق التسلسل الهرمي بشكل صارم |
Hardal bir hiyerarşi içinde bulunmaz. | TED | المسطردة لا تتواجد على هذا التسلسل الهرمي. |
Ancak bizi kurtaran lütuf, hiyerarşi kuralının, bir doğa kanunu olmaması. | TED | ولكن، مما يحبَذ ذكرُه هنا أن قانون التسلسل الهرمي ليس قانونًا من قوانين الطبيعة. |
Sosyal sıralamayla ilgili olarak ilginç olan şey, tüm canlı varlıkların kendi aralarında hiyerarşi yapacak olmaları. | TED | ما يثير الاهتمام بشأن المرتبة الاجتماعية هو أن جميع الكائنات الحية تنتظم وفق تسلسل هرمي. |
Şey, bu ırkçı hareketler içerisinde, inandığımız ırklar arasında bir hiyerarşi olduğudur. | Open Subtitles | في تلك الحركة اقصد تلك الحركة العنصرية نعتقد بان هناك تدرج في الأجناس |
Galiba 2016 yılında bu coğrafi hiyerarşi paramparça oldu. | TED | أعتقد أنه في العام 2016، تحطمت تلك الجغرافيا الهرمية إلى قطع. |
hiyerarşi sistemini ona anlatırsan iyi olur, Push. | Open Subtitles | الأفضل لكِ أن توضحي لها نظام التسلسل الإجتماعي, يا "بوش" |
Orada bariz bir hiyerarşi var. Kurumsal bir hiyerarşi var. | Open Subtitles | هناك سلماً نظيفاً |
Ancak kozmik çerçeveden, açıklayıcı bilgi, hiyerarşi kuralının intikamı gibidir. | TED | ولكن من المنظور الواسع للكون، فإن المعرفة التعليلية هي بمثابة عدو لقانون التسلسل الهرمي. |
Benim burada düşünmeye çalıştığım şey uzaydaki sanalihtiyaçlar gibi bir hiyerarşi. Tamamen Abraham Maslow'dan taklit. | TED | لذا فالطريقة التي أميل للتفكير بها هي مثل التسلسل الهرمي للإحتياجات على الإنترنت في الفراغ. تمزيق كامل لإبراهام ماسلو. |
Klana bir çift egemen durumda, ve hiyerarşi gereği bunlardan biri sürekli gözcü durumunda. | Open Subtitles | يقود المجموعة , زوج واحد يقوم باحتضان الصغار ويضمن التسلسل الهرمي للقبيلة أن احدهم علية دائما واجب المراقبة |
Seni öldürmek bir onurdur ve hak ettiğin yerin hiyerarşi olduğunu varsayıyorum. | Open Subtitles | سوف يكون من دواعي الشرف أن أقتلك وتحمل مكانك الصحيح في التسلسل الهرمي. |
Açık olmak gerekirse şeytanlar, melekler ya da yeryüzü gibi emre tabidirler. Bir hiyerarşi aslında. | Open Subtitles | الشياطين مثل الملائكة, لديهم أوامر مثل التسلسل الهرمي من قاعدته |
hiyerarşi modeline bir göz atmanı istiyorum. | Open Subtitles | الآن أريد منك أن تنظر إلى التسلسل الهرمي المتنقل الخاص بك |
hiyerarşi. Hepimiz biliyoruz ki günümüzde hiyerarşi, sistemleri nasıl yürüttüğümüzdür, ama bildiğimiz gibi bu artık bozuldu. | TED | انها التسلسل الهرمي. ونحن نعلم جميعا أن التسلسل الهرمي هو كيف ندير الكثير من الانظمة اليوم ، لكن كما نعلم ، اصبحت معطلة. |
Geçiş hakkı ile ilgili bir hiyerarşi vardır. | Open Subtitles | عندما يتعلق الامر بحق الطريق هناك تسلسل هرمي |
Hayır, burada hiyerarşi yok, Will. | Open Subtitles | ليس هناك تسلسل هرمي هنا يا ويل |
Tipik bir tarikat, üyelerinden yüksek seviyede bağlılık talep eder ve katı bir hiyerarşi ile masum destekçilerini ve yeni üyelerini, iç çalışmalarından ayrı tutarlar. | TED | تتطلب الطائفة عادة مستوى عال من الالتزام من أعضائها وتحافظ على تدرج تسلسل مراتب صارم، فاصلاً بذلك بين المخلصين المطلقين والأعضاء الجدد بعيداً عن مراكز القرار. |
FBI'da bir hiyerarşi var, öyle değil mi ? | Open Subtitles | أي تدرج يجد في إف. بي. آي . |
Okyanusta büyük bir hiyerarşi mevcuttur, her şey zincirleme halde birbirini yer. | Open Subtitles | في المحيط، لديك هذه السلسلة الهرمية لأشياء تأكل أشياء، وتأكل أشياء... |
hiyerarşi. | Open Subtitles | تحسين نظام التسلسل الإجتماعي |
Orada bariz bir hiyerarşi var. Kurumsal bir hiyerarşi var. | Open Subtitles | هناك سلماً نظيفاً |