ويكيبيديا

    "hoşlanmıyorum" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • أحب
        
    • يعجبني
        
    • احب
        
    • أكره
        
    • تعجبني
        
    • أحبّ
        
    • أحبه
        
    • يروقني
        
    • معجبة
        
    • أَحْبُّ
        
    • لايعجبني
        
    • أستمتع
        
    • اكره
        
    • لاأحب
        
    • أحبذ
        
    Hareketsiz kalmayı sevmiyorum, ve senin beni bu saçma sapan durumda görmenden hoşlanmıyorum. Open Subtitles لا أحب أن أكون خاملاً, و لا أحب أن ترينني في هذه الحالة
    Söylediğim gibi, Ben aslında... filmden, sinemadan, genel olarak sanattan pek hoşlanmıyorum. Open Subtitles كما قلت لك ، لا أحب الأفلام كثيراً السينما ، والفن عموماً
    Pekâla, dinle. Bu durumdan senin gibi ben de hoşlanmıyorum. Open Subtitles نعم، حسناً، اسمع أنا لم أعد أحب هذا أكثر منك
    Aslında bu durumdan pek hoşlanmıyorum. Zaten bizimkiler benim başaramıyacağımı umuyorlar. Open Subtitles في الحقيقة أنا لا يعجبني ذلك كأنّهم يتركون لي المجال للفشل
    Bak, bundan senden daha fazla hoşlanmıyorum, Kee, ve durum daha da kötüleşecek. Open Subtitles انظر, أنا لا احب فعل هذا بقدرك, كيي و هذا الوضع سيزداد سوءاً
    Konuyu buraya getirmekten hoşlanmıyorum , ama uyuşturucu problemi olduğunu biliyoruz. Open Subtitles أكره قول هذا ، ولكن نعلم أنها عانت من مشكلة مخدرات
    İster inan ister inanma ama insanlara acı çektirmekten hoşlanmıyorum. Open Subtitles صدق أو لا تصدق أنا لا أحب أن أستخدم قدرتي
    Bu şekilde itilmekten hoşlanmıyorum. Özellikle de insanlar adil oynamadığı zaman. Open Subtitles أنا لا أحب أن يتم تهديدي وخصوصاً على يد أناس ظالمين
    Çok arkadaş kanlısı bir şekilde yaklaşmazsam alınmayın ama yakında babamla birlikte kalacağım ve vaktimi kısa süreli ilişkilerle israf etmekten hoşlanmıyorum. Open Subtitles أرجو ألا تشعروا بالإساءة إذا لم أكن ودّية لكني سأعيش مع أبي قريبًا ولا أحب حقًا إضاعة الوقت على علاقات قصيرة المدى
    CRISPR'ın anlatıyor olmamız gereken hikayesi işte bu. Ve ben işin janjanlı kısmının bu kısmını gölgede bırakmasından hoşlanmıyorum. TED هذه هي القصة التي ينبغي أن نحكيها عن كريسبر، ولا أحب أن تطغى عليها الجوانب المادية بدلاً من الإطار الذي تحدثنا عنه.
    Ayrıca su altında olmaktan hoşlanmıyorum. TED كما أنني لا أحب أن أكون مغمورة في المياه.
    Okula gidiyorum çünkü işte çalışmaktan hoşlanmıyorum. Open Subtitles أذهب إلى المدرسة لأنني لا أحب العمل الجسدي
    - Onun bir ev kedisi olduğunu düşün. - Kedilerden de hoşlanmıyorum. Open Subtitles أعتبره كقطه منزليه فحسب لا أحب القطط أيضاً
    Hoşuma gitmiyor bu. Yemek yemek için insanların kanını satmasından hoşlanmıyorum. Open Subtitles ‫لا يعجبني ذلك، لا يعجبني ‫أن يبيع الناس دمهم لكسب عيشهم
    Ben de. Sadece dinlediği müzikten hoşlanmıyorum. Open Subtitles نعم، يعجبني أنا أيضاً فقط أكره ذوقه في الموسيقى
    Lütfen. Hastanelerden hiç hoşlanmıyorum. Open Subtitles أرجوك، أنا حقاً لا احب المشفى أريد أن أخرج من هُنا
    Doğrusunu söylemek gerekirse, artık yaşamıyorlar... gerçekten de bu konuda konuşmaktan pek hoşlanmıyorum. Open Subtitles ان أقول لكي الحقيقة انهم لا يعيشون بعد الآن, لذلك لا احب التحدث عن ذلك
    Biliyorsun, bunu sana devamlı söylemekten hoşlanmıyorum ama gerçekten, benle o ses tonuyla konuşmaya devam edersen başına geleceklerden hoşlanmayacaksın. Open Subtitles كما تعلمي , أكره تكرار إخبارك بذلك لكن حقا إن استمريتي باستخدام هذه النغمة معي سيكون هناك نتائج غير سارة
    Sen olanlardan hoşlanmıyorsun, ben de hoşlanmıyorum. Open Subtitles إذا كان لا يعجبك ما تبدو الأمور عليه،فإنها لا تعجبني أنا أيضا
    Sen ve senin gibilerin bu ülkeye yaptıklarından hoşlanmıyorum. Open Subtitles لا أحبّ مـا تفعله أنتَ ونوعيتك لتلك البلاد
    Beni öpmesinden hoşlanmıyorum. Onu gönder, anne! Open Subtitles أنا لا أحبه أن يقبلني إجعليه يذهب، يا أمي
    Ben 128. caddedeyim zannediyordum ama karanlık bir ormanın içindeyim ve bundan hiç hoşlanmıyorum. Open Subtitles ظننت أنني في شارع رقم 128 . ولكني وجدت نفسي بين الأخشاب و.. لا يروقني ذلك
    Senden artık hoşlanmıyorum. Ve kesinlikle sevmiyorum. Open Subtitles أنا لست معجبة بك بعد الآن و بالتأكيد لا أحبك
    Seni böyle görmekten hoşlanmıyorum. Seni tekrar gülümseteceğim. Open Subtitles إنني لا أَحْبُّ رُؤيتك هكذا أنا سَأَجْعلُك تَبتسمُين ثانيةً
    başka kızlarla yattığını da biliyorum. Bundan hoşlanmıyorum, ama seni tanıyorum. Open Subtitles وأنا أيضاً أعرف أنك تضاجع فتيات أخريات لايعجبني ذلك, لكنني أعرفك
    Öldürmekten hoşlanmıyorum, ama bu benim işim. Birisi bunu yapmak zorunda. Open Subtitles لا أستمتع بالقتل ، بل هذه وظيفتي البعض عليهم القيام بذلك.
    Darcy'ye bunu yapmaktan hoşlanmıyorum. Open Subtitles انني اكره الذي افعله مع دارسي انني اكره ذلك
    Milhouse'un bir gün içerisinde iki kez spagetti yemesi fikrinden hoşlanmıyorum. Open Subtitles لاأحب فكرة أن يأكل ملهاوس وجبتي مكرونة في يوم واحد
    Yalnızca oraya bir başına gitmen fikrinden hoşlanmıyorum. Open Subtitles إني لا أحبذ فقط فكرة خروجك إلى هناك بمفردك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد