Sevdiğim erkeğin yatağına kahvaltı götürmek hoşuma gider. | Open Subtitles | أحب أن أقدم الفطور في السرير للرجل الذي أحبه |
Ne istediğimi her zaman bilmek daha çok hoşuma gider. | Open Subtitles | حسنـاً, أحب أن أفكر أني دائماً أعرف ما أريد |
- Uçmuyorlar. - Sanırım elmacılık işi hoşuma gider. | Open Subtitles | أنهم ليسوا أعتقد أني سأحب مجال عمل التفاح |
Batıya hiç gitmedim ama eminim hoşuma gider. | Open Subtitles | لم أذهب أبدا الى منطقة الغرب الأوسط بأمريكا لكنى متأكده أننى سأحب ذلك |
Taşraya taşınmak hoşuma gider diyordum ama sıkıcı işte. | Open Subtitles | ظننتُ بأنه سيعجبني القدوم إلى الريف لكنه مضجر |
Ama benim için dans etmeni izlemek hoşuma gider. | Open Subtitles | لكنني سأستمتع برؤيتكِ ترقصين من أجلي |
Çalışmana yardım etmek hoşuma gider. | Open Subtitles | سأكون سعيد لمساعدتكِ في الدراسة |
Bana şaplak atmana izin vermek hoşuma gider. | Open Subtitles | سأكون سعيداً بترككِ تعاقبيني ومعاً ، سنمسك بالقتلة |
Hayır, iyi bir saha gezintisi hoşuma gider. | Open Subtitles | لا, أنا أحب أن أِشارك في رحلات العمل الميداني الجيدة |
Ziyaret ettiğim insanlar hakkında her şeyi bilmek hoşuma gider. | Open Subtitles | أحب أن أعرف كل شيء حول الناس الذين أزورهم. |
Evet, seninle olmak çok hoşuma gider. | Open Subtitles | لمراجعة الحوار ؟ حسناً ، مم ،، أحب أن أقوم بذلك معك |
Bak, birkaç hafta içinde NYDSA için finale kalıp, kalmadığımı öğreneceğim ve seçmelerde şans getirmesi için küçük bir Yuletide* süsü çok hoşuma gider. | Open Subtitles | سأكتشف اذا كنت مناسبة لنيادا أو لا انا أحب أن يكون لدي دمية صغيرة لعيد الميلاد |
Sorun değil, etrafta çocuk olması hoşuma gider. | Open Subtitles | لا بأس ، أنا أحب . أن يكون الطفل في الأنحاء |
Ödülü öldükten sonra kazanırsan senin yerine aldığımı düşünmek hoşuma gider. | Open Subtitles | أحب أن أفكر إذا لم الفوز بها بعد وفاته، ويهمني ان تكون واحدة لقبول ذلك نيابة عنك. |
Umarım bu geceyi iyileştirici bulmuşsundur, çünkü planım buymuş gibi davranmak hoşuma gider. | Open Subtitles | أتمنى أنك وجدت الليلة علاجية لأنني سأحب التظاهر بأنها كانت خطتي |
Çok hoşuma gider. Ama bununla sen ilgileneceksin. - Üçü de nakil listesinde mi? | Open Subtitles | سأحب ذلك. سنقترع عليه. ثلاثتهم على قائمة الزرع؟ |
Onlara bakmak gerçekten hoşuma gider. | Open Subtitles | وكما تعلمين أنهم أولاد أختي لذا سأحب ذلك للغاية |
O adamlardan birinin peşine düşmek hoşuma gider. | Open Subtitles | سأحب أنا أواجه أحد هؤلاء الرفاق |
Tabii ki istiyorum. Çok hoşuma gider. | Open Subtitles | بالتاكيد سيعجبني كثيرا |
Karın kadar güzelse, onu kullanmak hoşuma gider kesin. | Open Subtitles | ،إنها جميلة مثل فتاتك سأستمتع بقيادتها |
Bana şaplak atmana izin vermek hoşuma gider. | Open Subtitles | سأكون سعيد لتركك تصفعيني |
Bana şaplak atmana izin vermek hoşuma gider. | Open Subtitles | سأكون سعيداً للسماح لك بمُعاقبتي. |
O kadar çabuk olur mu bilmiyorum ama istersen onunla tanışman çok hoşuma gider. | Open Subtitles | ولا أعلم إن كان هذا مبكرًا ولكن سأود منك مقابلته إن أردت |
Yalnızca kocamın beni övmesi hoşuma gider. | Open Subtitles | وأنا أحب أن يشيد بك الجميع |
- Bir erkekte bu hoşuma gider. | Open Subtitles | - أوه، أَحبُّ ذلك في a رجل. - آه. حَسناً... |
Olur. hoşuma gider. | Open Subtitles | أجل, أجل أحب ذلك |