Altıncı Caddeden Hudson'a, Houston'dan Batı Dördüncü Caddeye. | Open Subtitles | على الدرب السادس إلى هودسون، من هيوستن إلى الرابع غرب. |
Bu önlemleri almak zorunda olduğum için özür dilerim. Houston'dan bu sabah geldim. | Open Subtitles | آسف لأني اتخذت هذه التدابير الوقائية لقد طِرتُ هذا الصباح من هيوستن |
Houston ile New Orleans arasındaki tüm hukuki özel kuruluşları kiralıyor. | Open Subtitles | "اظن انه لم يترك محاميا كبير من "هيوستون " او "نيو اورلينز الا و استاجره |
Houston'dan bir uzman getirtiyorlar. | Open Subtitles | أن هناك متخصصا قادما من هيوستون |
Bir daha bizle kâğıt oynamak isterseniz Houston'a gitmeniz gerekecek. | Open Subtitles | في المرة المقبلة التي تريديون لعب الأوراق معنا يجب أن تذهبوا إلى هيوستن |
Arabasını Houston'a götürmemi istedi. | Open Subtitles | انه يريد مني أخذ وتوصيل هذه السيارة إلى هيوستن |
Aslında şu an Houston'da bir konferans var ve bu sonuçlardan bir çoğu orada sunulmakta. | TED | في الواقع، هناك مؤتمر تجري أحداثه في هيوستن في هذه اللحظات، حيث يتم عرض الكثير من هذه النتائج. |
Bu Houston'daki operasyon odasınada olanlar gibi. | TED | هذا تقريباً ما حدث في غرفة العمليات في هيوستن. |
Houston bu olanlar yüzünden sinirlenmeye başlıyor. | Open Subtitles | جائتنى مكالمة من هيوستن انهم غاضبون بسبب كلّ هذا |
Yarın sabah ilk iş olarak Houston'dan uçağa binecek ama isterseniz onu şimdi arayabilirim. | Open Subtitles | وهي ترفع من هيوستن. أنا يمكن أن ندعو لها. |
Onun planı vardı ama. Alt bezi, biber gazı, dokuz saatte Houston'dan Orlando'ya gidiş. | Open Subtitles | حفائض أطفال, صولجان, من هيوستن الى أورلاندو خلال تسع ساعات؟ |
Seni uyarıyorum! Burası Houston'ın beşinci bölgesi. | Open Subtitles | انا احذرك هذا الجزء الخامس من هيوستون |
Houston'la başka bir iletişimimiz olmadı. | Open Subtitles | لم نتلقى إتصالات أخرى من هيوستون |
Tamam. Houston, Teksas'tan Bay ve Bayan Hicks'i bulduk. | Open Subtitles | لدينا حجز للسيد والسيدة "هيكس من "هيوستون" في "تكساس |
- Houston'a gideceğini söylüyor. - lütfen onunla konuşur musun? | Open Subtitles | لقد قال بأن ذهب إلى هيوستن هلا تحدثه أبي |
Hayır, kasırgadan sonra Houston'a gitmişti. | Open Subtitles | كلا يا رجل لقد ذهبَ إلى هيوستن بعد العاصفة أها. |
Houston'a gitmemiz yaklaşık 3,5 saat alacak. | Open Subtitles | لدينا حوالي ثلاثة ساعات ونصف زمن الرحلة إلى هيوستن |
Geçen haftaya kadar annemle Houston, Teksas'ta yaşıyordum. | Open Subtitles | حتى الأسبوع الماضي، عِشتُ مع أمِّي في هيوستن. |
Niye Kennedy'yi Houston Caddesi'nde vurmadılar? | Open Subtitles | لماذا لم يطلقوا النار على كينيدي في هيوستن ؟ |
Houston'da Etta Mae Alexander'ı aradım. | Open Subtitles | أجريت مكالمة لإيتا مي أليكسندر في هيوستن |