Leslie eskiden ona huzur evinde kitap okurmuş. | Open Subtitles | اعتادت أن تقرأ عليه الكتب في دار المسنين. |
Evet, huzur evinde zaman geçirmek senin için çok önemli çünkü sen bir sübyancısın. | Open Subtitles | صحيح, إنه من المهم لك بما كان أن تقضي الوقت في دار المسنين لأنك متحرش بالأطفال |
Eğer istersen, huzur evinde hala yardıma ihtiyacımız var. | Open Subtitles | لا زلنا نحتاج بعض المساعدة في دار المسنين إن كنت مهتما بالأمر |
Ergenlik çağını huzur evinde geçirmek çocuğun hoşuna gidecektir. | Open Subtitles | الأطفال سيحبَون قضاء فترة مراقتهم في دار العجزة |
Tabii ki huzur evinde kalıyordu. | Open Subtitles | لكنه بالطبع كان في دار العجزة |
Rosalie isimli yaşlı bir kadın, huzur evinde otururken odası bir anda fırıl fırıl dönen kumaşlar ile doldu. | TED | كانت امرأة مُسنَّة اسمها "روزالي" تجلس بهدوء في دار المسنين عندما بدأت غرفتها فجأةً تدب بالحياة بأنسجة تدور حول نفسها. |
huzur evinde gönüllü olarak çalışacağız. | Open Subtitles | سوف نعمل عملا تطوعيا في دار المسنين |
Oak Park'daki huzur evinde dün odasında kafası parçalanmış olarak bulunmuş. | Open Subtitles | (هارولد ميلر) في الـ 65 من عمره مواطنٌ في بلدة (أوك بارك) يعيش في دار المسنين تم العثور عليه البارحة في غرفته و رأسه مهشمٌ بالكامل |