| İçeri girmeme izin vermelisin Tio. | Open Subtitles | علي أن أوقف هذا. عليك أن تدعني أدخل يا تيو. |
| Her seferde bir adım. İçeri girmeme izin ver, yüz yüze konuşayım. | Open Subtitles | حسناً ، خطوة واحدة كل مرة ، دعوني أدخل هناك وأتحدث إليه وجهاً لوجه |
| Reese, lütfen içeri girmeme izin ver. Sadece seninle konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | ريس رجاء دعيني أدخل أنا فقط أريد التحدث اليك |
| Evine gittim ama yönetici içeri girmeme izin vermedi. | Open Subtitles | لقد ذهبت الى الشقه لكن مدير البنايه لم يسمح لي بالدخول |
| Bana borçlusun ve içeri girmeme izin vereceksin. | Open Subtitles | لقد فعلت ذلك لورين، وقد اخترتك. أنت مدينة لي، ويجب أن تدخليني. |
| Ben düşündüm de eğer yeterince sabırlı olursam, içeri girmeme izin verir diye, ama... | Open Subtitles | اعتقدت بأنني لو كنت صبورة بشكل كافي فسوف يسمح لي بالدخول أخيراً... لكن |
| Seninle konuşmalıyım. İçeri girmeme izin vermezsen bütün gün burada oturup beklerim. | Open Subtitles | سأبقى هنا طوال اليوم إذا لم تسمحي لي بالدخول |
| İçeri girmeme izin verirseniz başına bir şey gelmez. | Open Subtitles | -إذا سمحت لي بالدخول ، سيكون بخير . |
| Selam bebeğim. İçeri girmeme izin ver bakalım. | Open Subtitles | مرحبا يا صغيرى هيا دعنى أدخل هيا |
| - Ben dışarıdayım. İçeri girmeme izin vermelisin. | Open Subtitles | أنا بالخارج , أريدكَ أن تدعني أدخل |
| İçeri girmeme izin vermezseniz nasıl göreceğim kendisini? | Open Subtitles | كيف سأراه إذاً إن لم تدعني أدخل ؟ |
| Her seferde bir adım. İçeri girmeme izin ver, yüz yüze konuşayım. | Open Subtitles | حسناً ، خطوة واحدة كل مرة ، دعوني أدخل هناك وأتحدث إليه وجهاً لوجه |
| - İçeri girmeme izin verin, lütfen! - Uzak durun! | Open Subtitles | دعوني أدخل - رجاءً ، ابقوا بعيداً - |
| İçeri girmeme izin verin! Uçağı durdurun! İçeri girmeme izin verin! | Open Subtitles | دعوني أدخل,أوقفوا الطائرة |
| İçeri girmeme izin verirsen, açıklayacağım ve söz veriyorum bu çok güzel bir hikaye. | Open Subtitles | دعيني أدخل ، وسأشرح لك و أعدك أنها ستكون قصة مقنعة |
| Sevgilim,burası çok soğuk. İçeri girmeme izin ver. | Open Subtitles | حبيبتي، البرد قارس في الخارج دعيني أدخل |
| Tatlım lütfen içeri girmeme izin ver. | Open Subtitles | عزيزتي، من فضلكِ، فقد دعيني أدخل |
| Ben düşündüm de eğer yeterince sabırlı olursam, içeri girmeme izin verir diye, ama... | Open Subtitles | اعتقدت بأنني لو كنت صبورة بشكل كافي فسوف يسمح لي بالدخول أخيراً... |
| Bu goril içeri girmeme izin vermiyor. | Open Subtitles | هذا الغوريلا لم يسمح لي بالدخول |
| Ya içeri girmeme izin verirsin, ya da göçmen bürosunu ararım, comprende? | Open Subtitles | إما أن تدخليني او سأتصرف بشكل غير لائق؟ |
| Bayan Mannix, içeri girmeme izin verir misiniz? | Open Subtitles | سيدة (مانيكس)، أرجوكِ أن تسمحي لي بالدخول |
| Leila içeri girmeme izin verdi. | Open Subtitles | (ليلى) سمحت لي بالدخول. |
| İçeri girmeme izin verin. | Open Subtitles | دعنى أدخل |