İçimde bir şeylerin gerçekten sükûnet için ağladığını düşünmeye başladım, ama elbette ki onu duyamamıştım, çünkü sağa sola çok koşturuyordum. | TED | ولقد بدأت أعتقد أن شيئا في داخلي كان بحاجةٍ حقيقيّه للسكينه، ولكن بالطبع لم أستطع أن أسمع لأني كنت اركض كثيراً. |
Ama yine de kar yağdığı zaman içimde bir şey şöyle der: | Open Subtitles | ولكن مازل ذلك, فعندما ينزل الثلج : فهناك شيء في داخلي يقول |
Önceden bu işi yaparken, Hep içimde bir polis olduğunu düşündüm. Buna tutundum. | Open Subtitles | عندما كنت في السجن دائما كنت أعتقد في داخلي بأني ما زلت شرطيا |
Bildiğim manzara ile bu sis kaplı manzara arasındaki fark içimde bir şeyleri ateşledi. | TED | التفاوت بين البيئة ذات المناظر الخلابة التي عرفتها وبين هذا الضباب المغطي للأفق أثار شيئًا في نفسي. |
Ameliyattan sonra içimde bir sürü şey kalmış. | Open Subtitles | بعد العملية فإنها تترك الكائنات المختلفة في جسدي. |
İçimde bir yerlerde bir kalp olmalı. | Open Subtitles | حسنًا أفترض هناك في القلب بمكان ما بداخلي |
Karımın intiharı içimde bir çeşit haksızlık hissi yarattı. | Open Subtitles | إنتحار زوجتي خلق عندي شعور بعدم وجود العدالة |
O zaman içimde bir şeyin değiştiğini hissettim. Bu yüzden bağırdım ve çığlık attım, etrafımdaki herkesin de aynı şeyi yaptığını fark ettim. | TED | حينها شعرت بشيء في داخلي يتغير، فبدأت أهتف وأصرخ، ولاحظت أن الجميع حولي كانوا يفعلون المثل. |
Öyle bir gurulduyor ki sanki içimde bir sırtlan var. | Open Subtitles | الاصوات تبدو لك , وكأن هناك ضبع في داخلي |
Adaylıklar açıklandığında içimde bir şey koptu sanki. | Open Subtitles | شيء في داخلي انفطر عندما أعلنوا تلك الترشيحات |
Midemde bir kurşunun olması içimde bir baskı yaratabilir. | Open Subtitles | الرصاصة في داخل أحشائي يمكنها أن تخلصني من الضغط الذي أشعر به في داخلي |
İçimde bir boşluk hissediyorum ve boşlukta daha önce ne vardı bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أشعر بفراغ في داخلي وأردت فقط أن أعرف ما كان موجوداً سابقاً |
Bilmiyorum, içimde bir şeyler kıpraştı ve durup ağlamak zorunda kaldım. | Open Subtitles | لا أعرف تحرك شيء ما في داخلي فجأة وكان على أن أتوقف وأبكي |
İçimde bir yerde, bir tuşa basıldı Öfke, onlara bir ders vermek istedim bir oyuncak olmadığımı göstereceğim onlara. | Open Subtitles | في غضون ذلك الوقت شيئٌ تحرك في داخلي انه الغضب.. أردت ان القنهم درساً |
Ama bu kızıl, doğru olmayan bir şey yaptığında içimde bir şeyler canlanıyor! | Open Subtitles | تصقصق تلك الصهباء, فثمة شيء ما يحيا في داخلي |
Yüksek okula başladıktan sonra içimde bir şey yükselmeye başladı. | Open Subtitles | منذ دخولهم للمدرسة العليا هناك شعور في داخلي ولا أستطيع أن اوقفه |
Dostum Sarah öldürüldüğünde içimde bir delik açıldı ve acıyla başa çıkmanın en iyi yolunun, başkalarına yardım etmek için olabildiğince hızlı işe dönmek olduğuna inandım. | Open Subtitles | عندما قتلت صديقتي العزيزة سارة ذلك اوجد حفرة في داخلي واظن بأمانة ان طريقة معالجتي للالم |
Yüzündeki belli belirsiz ifade ona karşı içimde bir talebin uyanmasına salık verdi. | Open Subtitles | الاضطرابات التي تثيرها في نفسي تعطيني شعورًا بأحقيّتها لي. |
Her seferinde kendime onu geride bıraktım desem içimde bir parçam onu geride bırakamıyor gibi. | Open Subtitles | كلّما أقول في نفسي أنّي أمضيت عنها أشعر بشيء داخلي يحنّ إليها |
İçimde bir şey buldum. İnanılmaz derecede kahramanca bir şey. | Open Subtitles | وجدت شيئاً في نفسي شيء بطوليّ لدرجة مدهشة |
İçimde bir ateş varmış gibi. | Open Subtitles | . كأنا هناك نار في جسدي |
İçimde bir telefon mu var? | Open Subtitles | اهنالك هاتف في جسدي ؟ |
Bir kadının kalçasını düşününce... içimde... bir şeyler oluyor. | Open Subtitles | عندما أفكر في المؤخرات مؤخرة المرأة يتحرك شيء ما بداخلي |
İçimde bir his var, bu işi hemen şimdi çözümleyebiliriz. | Open Subtitles | عندي شعور أنه يمكننا الإنتهاء من كل هذا الأن |