| Hatta, şu dünyada kalan tek sosyalist olmadığımı bilmek içimi rahatlattı. | Open Subtitles | في الحقيقة, أنا مرتاح بمعرفتي أنني لست الإشتراكي الوحيد المتبقي على الأرض |
| Sadece Paige'in %100 onaylaması içimi rahatlattı. | Open Subtitles | أنا مرتاح تماما أن بايج هو 100٪ على متن الطائرة. |
| Merlin! İyi olduğunu görmek içimi rahatlattı. Arthur nerede? | Open Subtitles | ميرلين)، أنا مرتاح أنك بآمان) أين، (آرثر) ؟ |
| Bu içimi rahatlattı. | Open Subtitles | حسناً، إنه امر يبعث على الارتياح. |
| Bu içimi rahatlattı. | Open Subtitles | هذا أمر يبعث على الارتياح. |
| Evet, bu içimi rahatlattı. Teşekkürler. | Open Subtitles | أجل، لقد أرحتني شكراً لك |
| Teşekkürler Judah. Bunları duymak içimi rahatlattı. | Open Subtitles | "شكرا "جودا لقد أرحتني كثيرا |
| Zarar görmediğinizi görmek içimi rahatlattı. | Open Subtitles | (برينان) أنا مرتاح لرؤية أنكِ لم تتأذي |