| Bu olanlar için çok üzgünüm. O sadece bir Wookiee. | Open Subtitles | أنا آسف على كل هذا و مع ذلك، فهو ووكى فقط |
| Başkaları için çok üzgünüm, tüm o kötü şeyler için ama deprem benim için hayatımda başıma gelebilecek en harika olaydı. | Open Subtitles | أنا آسف بشأن الآخرين وكل الأشياء السيئة لكن تلك الهزة الأرضية كانت أسعد شئ في العالم بالنسبة لي |
| Sayın yargıç, adil olmaya çalıştığınızı fark ettim ve ben...ben o anın heyecanıyla söylenen sözler için çok üzgünüm. | Open Subtitles | إننى أدرك أن سيادتك تحاول أن تكون عادلاً إننى آسف جداً على أى ملحوظات لقد كانت وليدة اللحظة الحارة |
| Vinny, sana güven göstermediğim için çok üzgünüm ve bunun için özür dilerim. | Open Subtitles | فيني، أنا آسف لأني شككت فيك في أي وقت مضى، ولهذا أعتذر |
| Daha fazla kalıp kutlamalar katılamayacağım için çok üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسفة لأنني لن أمكث مّدة أطول لأساعدك بالأحتفال. |
| Buna inanamıyorum. Senden kuşkulandığım için çok üzgünüm. | Open Subtitles | لا أستطيع التصديق أنا آسفة لأني شكَكْت بك |
| Binbaşı, şu kaçığı dışarı atın! Bu beylerin ve hanımların önünde bunu söylediğim için çok üzgünüm... | Open Subtitles | أنا آسف أن أقول لك أمام هؤلاء السيدات والسادة |
| Pedro, bu olanlar için çok üzgünüm. | Open Subtitles | بيدرو ، أنا آسف جدا عن كل هذا. |
| Sana yaptıklarım için çok üzgünüm. Yanlış davrandım. Üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسف على الطريقة التى عاملتكى بها من قبل لقد كان خطأ منى و أنا آسف |
| Ayrıca birinin oğlu hastanede can çekişirken konuşmaya, "olanlar için çok üzgünüm oğlun için dua ediyorum" diye başlarsın. | Open Subtitles | وعندما يقع إبن شخص في المستشفى ينازع لحياته , تبدأ حواراً بقول " أنا آسف على ما حدث " |
| Geçen sefer olanlar için çok üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسف بشأن ما حدث فى المرة الأخيرة |
| Suzanne, bugün olanlar için çok üzgünüm. | Open Subtitles | سوزان.. أنا آسف بشأن ما حدث اليوم |
| Lütfen Tanrım, yaptıklarım için çok üzgünüm. Bir daha hiç yapmayacağım. Söz veriyorum. | Open Subtitles | رجاءً، الله، آسف جداً على ما فعلت ، أنا لَنْ أَعْملَه ثانية، أَعِدُ |
| Sen haklıydın. Sana inanmadığım için çok üzgünüm. | Open Subtitles | كنتِ محقة في كل شي أنا آسف لأني لم أصدقكِ |
| Ve oğlunu tanıyamayacağım için çok üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسفة لأنني لن أرى هذا المولود الجديد. |
| - Ben de. Bu işle nasıl başa çıkacağınızı göremeyeceğim için çok üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسفة لأني لن أكون هنا لأشاهدكما تربيان الأطفال |
| Oğlum, sana miras bıraktığım şey için çok üzgünüm. | Open Subtitles | أبنى .. كم أنا آسف أن أتركك مع هذا الميراث الفظيع |
| Bütün bunlar için çok üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسف جدا عن كل هذا |
| Şerif, ben yardımcınız için çok üzgünüm. | Open Subtitles | حسنا، مدير الشرطة، أنا... آسف جدا حول نائبك. |
| - Verdiğim rahatsızlık için çok üzgünüm. - Hey. Dert değil. | Open Subtitles | أنا آسفة جداً على المتاعب مهلاً ، لا بأس |
| 250 kiloluk filleri görmezden gelmeyi pek beceremediğimden ilişkimizi saçma sapan bir duruma getirdiğim için çok üzgünüm. | Open Subtitles | بما أنني غير بارعة بتجاهل الأمور الصعبة آسفة جداً لأنني جعلت الأمور غريبة بيننا |
| Evet, Brock için çok üzgünüm! Ama o yaşıyor, değil mi? | Open Subtitles | بلى، أنا آسف حيال (بروك) ولكن حي أليس كذلك؟ |
| Bugün burada olamadığım için çok üzgünüm. | Open Subtitles | اسمع ، أنا آسف لأنني لم أكن هنا عصر هذا اليوم |
| Bak, kız arkadaşınla olanlar için çok üzgünüm, gerçekten üzgünüm. | Open Subtitles | انظر، أنا آسف لما حدث مع خليلتك، أنا حقاً كذلك |
| - Esasında yok. Biliyorum. Hayatım, masan için çok üzgünüm. | Open Subtitles | أعلم، و يا عزيزتي أنا آسفة بخصوص طاولتكِ. |