Eğer burası senin için önemliyse, benim için de önemlidir. Sana inanmıyorum. | Open Subtitles | إن كان هذا المكان مهماً بالنسبة لك إنه مهم بالنسبة لي |
Kappa olmak senin için önemliyse bunun bir bedeli var. | Open Subtitles | لو ان كونك كابا مهم بالنسبة اليكي, فهذا هو الثمن الذى يجب ان يدفع |
Onun için önemliyse, benim için de önemlidir. | Open Subtitles | اذا كان مُهم بالنسبة لها فهو مهم بالنسبة لى |
Yani bu senin için önemliyse, orada olursun. | Open Subtitles | فاذا كان مهم بالنسبه لك سوف تأتين |
Hayır ama Whistler için önemliyse, benim için de önemli demektir. | Open Subtitles | لا، ولكن إن كان مهمّاً بالنسبة لـ(ويسلر) فهو مهمّ بالنسبة لي |
Bu hayır gecesine gitmek işin için önemliyse ineğe söyle gidip möö'lesin. | Open Subtitles | إن كان حضوركِ لهذا الحفل, مهم بالنسبة لعملكِ, فأخبري تلك البقرة بأن تثغي على نفسها فحسب |
Bu senin için önemliyse, önemlidir. | Open Subtitles | حسناً، أذا كان هذا مهم بالنسبة لك عندها هذا مهم |
Senin için önemliyse, benim için de önemli. | Open Subtitles | ما هو مهم بالنسبة لكِ، انه مهم بالنسبة لي. |
- Senin için önemliyse sorun yok. | Open Subtitles | حسناً إن كان هذا مهم بالنسبة لك |
- Eğer senin için önemliyse... | Open Subtitles | حسنًا، لو كان مهم بالنسبة اليك |
Ama Bug senin için önemliyse o zaman benim için de önemli. | Open Subtitles | ، لكن إن كان (باغ) مهم بالنسبة لكِ إذاً هو مهم بالنسبة ليّ |
Bakın, bu herif Christina için önemliyse, bizim için de önemlidir. | Open Subtitles | إن كان هذا الرجل مهمّاً بالنسبة إلى (كرستينا) فهو مهمّ بالنسبة إلينا |
Senin için önemliyse müzikallere de giderim. | Open Subtitles | يمكنني الذهاب إلي مسرحية موسيقية لو كان هذا مهماً بالنسبة لكِ |