- Bunun için artık çok geç dostum. | Open Subtitles | أطلق سراحه تأخر الوقت على فعل ذلك يا صديقي |
Bunun için artık çok geç, sence de öyle değilmi? | Open Subtitles | لقد تأخر الوقت على ذلك بعض الشيء. -ألا تعتقد ذلك؟ |
Evet, evet. Tüm bunlar için artık biraz geç. Zaman geldi. | Open Subtitles | تأخر الوقت على كل هذا الكرة في ملعبنا |
Onu değiştirmek için artık çok geç! | Open Subtitles | الوقت متأخر لاستبداله الان |
Bunun için artık çok geç. | Open Subtitles | لقد فات أوان ذلك الآن. |
Birşeyleri değiştirmek için artık çok geç. | Open Subtitles | لقد تأخر الوقت على عمل التغييرات |
Hepimizin buradan çıkması için artık çok geç. | Open Subtitles | لقد تأخر الوقت على أن نخرج جميعنا |
İnsanoğlunu kurtarmak için artık çok geç. | Open Subtitles | لقد تأخر الوقت على أنقاذ الجنس البشري |
- Bunun için artık çok geç, oğlum. | Open Subtitles | لقد تأخر الوقت على ذلك يا بني |
Bunun için artık çok geç. | Open Subtitles | لقد تأخر الوقت على هذا |
- Bildiğim şeyler. - Bunun için artık çok geç. | Open Subtitles | أشياء أعرفها - تأخر الوقت على هذا - |
Bunun için artık çok geç. | Open Subtitles | لقد فات الوقت على هذا الآن |
Bunun için artık çok geç. | Open Subtitles | لقد تأخر الوقت على ذلك |
Hayır, bunun için artık çok geç. | Open Subtitles | لا ، لا ، تأخر الوقت على ذلك |
Vicdan konuşmak için artık çok geç. | Open Subtitles | تأخر الوقت على الضمير |
Bunun için artık çok geç. | Open Subtitles | تأخر الوقت على هذا الآن |
Onun için artık biraz geç. | Open Subtitles | أجل، لقد تأخر الوقت على هذا |
Onu değiştirmek için artık çok geç! | Open Subtitles | الوقت متأخر لاستبداله الان |
Onun için artık biraz geç. | Open Subtitles | لقد فات أوان ذلك. |
Bence bu iş için artık çok geç, peder. | Open Subtitles | برأيي، فات أوان ذلك يا أبتاه. |