Bu bizim için büyük bir "Buldum!" | TED | وكانت تلك لحظة اكتشاف كبيرة بالنسبة لنا. |
Eğer işler yolunda giderse, senin için büyük planlarımız var. | Open Subtitles | وإذا جرت الأمور كما نريد، فلدي مخططات كبيرة من أجلك. |
Evet, ama senin baban değil. Bu senin için büyük bir adım. | Open Subtitles | نعم يا عزيزتي، لكنه ليس والدك و هذا تقدم كبير بالنسبة لكِ |
- Vince için büyük boy kahve. - Ben alırım. | Open Subtitles | بيت كبير ل فينس أوه ، سأقوم بذلك |
EB Aracın kendi kendini güvenli bir şekilde indirebilmesi için, büyük oranda kendi kendini yönetebilecek şekilde inşa etmeniz gerek. | TED | و لذلك علينا أن نمنح المركبة قدرة كبيرة على اتخاذ القرارات بشكل آلي حتى تتمكن من الهبوط بنفسها دون تدخلنا المباشر |
Yani NCIS ve CGIS için büyük karmaşa. | Open Subtitles | يساوي فوضى واحدة كبيرة ل NCIS و CGIS دائرة التحقيقات الجنائية البحرية ودائرة تحقيقات خفر السواحل الجنائية |
Bu genom verileri şu anda tüm dünyaya açık erişimli bir veri bankasında bulunabilir ve bu tedavi arayan araştırmacılar için büyük bir iyilik. | TED | يمكن إيجاد بيانات هذا الجينوم في بنوك معلومات مفتوحة عبر العالم و هذا يعتبر بمثابة نعمة كبيرة بالنسبة للباحثين الذين يحاولون إيجاد العلاجات المناسبة. |
- Evet Paris benim için büyük bir fırsat. | Open Subtitles | آانا نعم , باريس استراحة كبيرة بالنسبة لي |
Hayır, çift cam takma benim için büyük bir öncelik değil şu an. | Open Subtitles | لا , الزجاج المزدوج ليس أولوية كبيرة بالنسبة لى فى الوقت الحالي |
Bu sizin için büyük bir oyun ama bu iş, oğlum benim hayatım. | Open Subtitles | ما هي إلا لعبة كبيرة من أجلكم ولكن وظيفتي, وأبني هي كل حياتي |
Yıldız oluşumu için, büyük bir gaz ve toz bulutunun çökmesi gerekir. | TED | لتشكيل النجم، يلزمك كرة كبيرة من الغاز و الغبار لتنهار. |
Dünyadaki biyoçeşitlilik merkezlerinden bir tanesi olan, Hint Okyanusu'ndaki Mascarene Adaları'nda çalışıyor olmak benim için büyük bir ayrıcalık. | TED | إنه لشرف كبير بالنسبة لي العمل بإحدى أغنى مناطق التنوع البيولوجي بالعالم: جزر ماسكارين بالمحيط الهندي. |
Dönüp iki buçuk sene geriye baktığımızda bu bizim için büyük bir artı oldu. | TED | وبالنظر للوراء إلى السنتين والنصف الأخيرتين، واللتين كانتا إيجابيتين بشكل كبير بالنسبة إلينا. |
Buster için büyük bir parti vermek istediler o yüzden. | Open Subtitles | "أنهم يحبون القيام بإحتفال كبير ل"باستر |
Polis bu kız için büyük bir acı operasyon yürütüyor. | Open Subtitles | الشرطة قامت بعملية غش كبيرة على هذه البنت |
Amelie için büyük bir öpücük. | Open Subtitles | قبلة كبيرة ل اميلي. |
Ayrıca önümüzdeki 10 yılda, bu hastalıkta bu kadar zorlayıcı olan ölüm oranını azaltmak için büyük adımlar büyük adımlar atacağımızı umuyorum. | TED | أنا أيضا كلّي أمل أنه في العقود القادمة سنتقدم خطوات كبيرة في الحد من نسبة الموت تلك التي كانت عصية جدا في هذا المرض. |
CA: Senin için büyük bir mesele olduğunu biliyorum ve bu çok anlamlıydı. | TED | كريس: أنا أعلم ان هذه قضية كبيرة لك وكان ذلك بليغاً جداً. |
Benim için büyük bir fırsat. | Open Subtitles | ولكن لم اكن اعتقد انك تتكلم عنى ايضاً ان تعلم كم هذا الحدث مهم بالنسبة لى؟ |
Aktif göreve geri dönmek onun için büyük bir olaydı. | Open Subtitles | العودة للعمل بكل طاقته, كان ذلك أمراً مهماً بالنسبة له. |
Baba. bu benim için büyük bir an. Bu anı yudumlamak istiyorum. | Open Subtitles | أبي، هذه لحظة عظيمة بالنسبة لي أود أن أستوعبها |
Burası küçük bir adam için büyük bir yatak. Ha? Raging Speedhorn mu? | Open Subtitles | ـ لقد أحضروا التلفاز ـ إنه سرير ٌ كبير على رجل صغير |
Arılar şehir merkezlerine gelen trenlerle yanlarında polenleri de getiriyorlar ve şehirler onlar için büyük bir süpermarket. | TED | مع قدوم القطارات إلى الحلقات الحضرية ، يمكنها حمل حبوب اللقاح معها ، الحبوب الخفيفة جداً وأنه يوجد سوق كبير في المدينة |
Karnını ovalama için geliyor, çünkü bunun bana şans getireceğini düşünüyor. Parikrma'ya başladığım zaman dünyayı değiştirmek için büyük bir kibir besliyordum. | TED | يأتي لكي يفرك بطنه لأنه يؤمن بأنه سيمنحني الحظ عندما بدأت باريكرما لقد بدأت مع قدر كبير من الغطرسة ، لتغيير العالم |
Bunun anlamı benim şirketim için büyük risk teşkil ediyorsun demektir | Open Subtitles | هذا يعني أنك تمثل خطراً كبيراً على شركتي |