"için başka bir yol" - ترجمة من تركي إلى عربي

• طريقة أخرى
• وجود طريقة اخرى
• طريقًا آخر ليتحدّثوا
• سبيل آخر

Yaşamak ve para kazanmak için başka bir yol bilmedi.
لم يعرف أية طريقة أخرى لكسب العيش و صنع المال.

Gazı serbest bırakmak için başka bir yol bulduğumuzdan emin olmadan, olmaz.
لا تفعل إلا بعد أن نتأكد أن هناك طريقة أخرى لاطلاق الغاز

Resimdekileri tekrar görmek istiyorsan çıkmak için başka bir yol bulman gerekli.
إن أردت الخروج ورؤية الأشخاص في الصورة فعليك أن تجد طريقة أخرى

Onu durdurmak için başka bir yol olmalı!
لا بد من وجود طريقة اخرى لايقافه

Köstebeğin bağlantısını kestik. İletişime geçmek için başka bir yol bulmaları gerekecek ve bunu senin frekansın üzerinden yapmayı deneyebilirler.
سيتوجّب عليهم أن يجدوا طريقًا آخر ليتحدّثوا مِن خلاله ومحتملٌ أن يحاولواْ التلاعب بموجةِ التردّداتِ

Eminim Neksus'a girmek için başka bir yol bulabilirsin.
إني متيقن أن بوسعنا إيجاد سبيل آخر لإعادتك إلى "نيكساس."

Yalvarıyorum, Krallığın iyiliği için başka bir yol daha olmalı.
أتوسل اليك لمصلحة المملكة لا بد أن هناك طريقة أخرى

Bu kanıtın peşinden gitmek için başka bir yol bulmalısın.
أنتِ عليكِ فقط إيجاد طريقة أخرى لتصلي خلف ذلك الدليل

Mürekkep almak için başka bir yol bulur bulmaz kesinlikle iyi olacağım.
سأكون على أتمّ ما يرام حالما أجد طريقة أخرى لتأمين ذلك الحبر

Bunun beni tüketeceğini anladığımda daha ilk zamanlardı, bende insanların beyinlerini bağışlamaları için başka bir yol bulmaya karar verdim.
وبما أنني جديد علي هذا العمل بدأت أنزعج منه، قررت أن أجد طريقة أخرى أن أقنع الناس أن يتبرعوا بأدمغتهم لأجل هذا البحث.

Ama geçit yok oldu, eve gitmek için başka bir yol bulmak zorunda kalacaksın.
ولكن مع البوابة دمرت، سيكون لديك لإيجاد طريقة أخرى المنزل.

Peki, Jesse, Sanırım akşamları geçirmek için başka bir yol bulmamız gerek.
أعتقد أنه يجب علينا إيجاد طريقة أخرى لتقضية أمسيتنا

İnsanlık için başka bir yol, başka bir umut yok.
ليس هناك طريقة أخرى ليس هناك طريقة أخرى للأنسانية

Richards, onu takip etmek için başka bir yol bul.
ريتشاردز , جد طريقة أخرى نستطيع تعقبه بها

Hastayı sabit duruma getirmek için başka bir yol daha olmalı.
لكن لابد من وجود طريقة اخرى

İletişime geçmek için başka bir yol bulmaları gerekecek ve bunu senin frekansın üzerinden yapmayı deneyebilirler.
سيتوجّب عليهم أن يجدوا طريقًا آخر ليتحدّثوا مِن خلاله ومحتملٌ أن يحاولواْ التلاعب بموجةِ التردّداتِ

Neksüs'e girmek için başka bir yol ararken 80 yılımı harcadım.
أمضيتُ 80 عامًا أبحث عن سبيل آخر.

Yabanlık'a gitmek için başka bir yol bulmamız gerek.
-إنه محقّ . علينا شَقُّ سبيل آخر يؤدّي بنا إلى البَجْدة.