Bu dogru olsa bile, ki hiç alâkasi yok cinayet için bir sebebim yok. | Open Subtitles | حسناً، حتى لو كان هذا صحيحاً، وهو ليس كذلك، فليس لديّ دافع للقتل |
Bu doğru olsa bile, ki hiç alâkası yok cinayet için bir sebebim yok. | Open Subtitles | حسناً، حتى لو كان هذا صحيحاً، وهو ليس كذلك، فليس لديّ دافع للقتل |
Yalan söylemek için bir sebebim yok Elena. | Open Subtitles | -ليس لديّ دافع للكذب ، يا (إيلينا ). |
Buraya kadar geldiğime göre, artık düşmanın olmak için bir sebebim yok. | Open Subtitles | ، الآن بعد جئت لهذا الحد ليس لدي سبب لأن أكون عدوك |
Evet, biliyorum, vaskülit olması için bir sebebim yok. | Open Subtitles | نعم، أعلم ليس لدي سبب لأفكر في التهاب الأوعية |
Yerel haberlerde spikerlik yapamıyorsam yaşamak için bir sebebim yok demektir. | Open Subtitles | إذا لم أستطع تقديم الأخبار المحلية ليس لدي سبب لأعيش |
Hayır, oraya gitmek için bir sebebim yok. | Open Subtitles | لا، ليس لدي سبب للذهاب إلى هناك |
Sana yalan söylemek için bir sebebim yok Carol. | Open Subtitles | ليس لدي سبب كي أكذب عليك,كارول |
Gitmek için bir sebebim yok. | Open Subtitles | ليس لدي سبب لرحيل من هُنا. |
Güvenmemek için bir sebebim yok. | Open Subtitles | ليس لدي سبب في عدم الوثوق بها |