-Sanırım özür dilemek için biraz geç oldu, değil mi? | Open Subtitles | أظن أنة فات أوان الاعتذار أليس كذلك ؟ ظنك فى محلة |
Sence de uyarılar için biraz geç kalmadık mı? | Open Subtitles | حسناً ، لقد فات أوان التحذيرات ألا تعتقدين ذلك؟ |
Üzgünüm diyerek başlayabilirsin ama bunun için biraz geç oldu. | Open Subtitles | قد تبدأين بقول آسفة لكن فات الأوان على هذا |
İyileşmek için biraz geç kaldın. | Open Subtitles | لقد تأخرت على ذلك |
Evet, bu yeni bir kopyasını, ama ben ben neler yapabileceğini göreceksiniz için biraz geç. | Open Subtitles | حسنا . انه متأخر قليلا على الطبعة الجديدة . ولكن سأرى ما يمكننى عمله |
Dalga izlemek için biraz geç değil mi? | Open Subtitles | الوقت متأخر قليلاً على مشاهدة الأمواج,أليس كذلك؟ |
Tayin formunu teslim etmek için biraz geç kalmadın mı sence? | Open Subtitles | تأخر الوقت على تغير ،إستمارة مهمتك الميدانية ألا تعتقدين ذلك؟ |
Üzülmek için biraz geç. Öleli neredeyse bir sene oldu. | Open Subtitles | لقد تأخرت قليلا عن موعد الاستيقاظ ، ماتت منذ ما يقارب السنة |
Korkarım, artık özür dilemek için biraz geç. | Open Subtitles | أتعلم؟ أخشى أنّ الوقت تأخر على الاعتذار، من أيٍّ منكما |
Tutuklusun! Eve uğramak için biraz geç, değil mi, dostum? | Open Subtitles | الوقت متأخر, على مجيئكِ إلى هنا, أليس كذلك يا صديقي؟ |
Bunun için biraz geç. Onu biraz daha kışkırttım. | Open Subtitles | فات أوان هذه النصيحة، لعلّي أغضبته أكثر. |
Bunun için biraz geç. Ancak bir konuda haklıydın. | Open Subtitles | فات أوان الأسف، لكن اتّضح أنّك أصبت بشأن شيء. |
Ama beni zorluyorsun. - Sanırım bunun için biraz geç oldu. | Open Subtitles | لكنك ترغمني وأعتقد انه فات أوان ذلك الآن |
Pişman olmak için biraz geç. Çoktan işin içine girdin. | Open Subtitles | فات أوان التأسف, أنت متورّطة مُسبقاً |
Sence de bunun için biraz geç olmadı mı? | Open Subtitles | فات الأوان على هذا الكلام ألا تعتقدين ذلك ؟ |
Sence de bunun için biraz geç değil mi? | Open Subtitles | لقد فات الأوان على هذا، ألا تعتقد ذلك؟ |
Bunun için biraz geç değil mi? | Open Subtitles | لقد تأخرت على ذلك |
Bence bunun için biraz geç. | Open Subtitles | انه متأخر قليلا على هذا , اعتقد .. |
Artık bunun için biraz geç. | Open Subtitles | إنه وقت متأخر قليلاً على ذلك الآن |
- Bunun için biraz geç artık. | Open Subtitles | لقد تأخر الوقت على ذلك ماذا حدث لك؟ |
Bunun için biraz geç. | Open Subtitles | تأخرت قليلا على ذلك |
Demiri savurmak için biraz geç gibi görünüyor ne dersin? | Open Subtitles | يبدو الوقت تأخر على التلويح بالسيف اليس كذلك؟ |
Dua etmeye başlamak için biraz geç kalmadın mı? | Open Subtitles | اظن ان الوقت متأخر على ان تصلي اليس كذلك؟ |
Beni bundan vazgeçirmek için biraz geç kaldın. | Open Subtitles | الوقت مُتأخر قليلاً لتُقنعني بالعدول عن هذا، حسناً؟ |
Ev araması yapmak için biraz geç oldu sanki. | Open Subtitles | . من المتأخر إجراء مكالمات منزلية في هذا الوقت |
Beni korumak için biraz geç kalmadın mı baba? | Open Subtitles | متأخرا قليلا لتبدء بحمايتي، أليس كذالك، أبي؟ |
Bunun için biraz geç. Vatandaşlarımıza ateş açmışsınız. | Open Subtitles | . اصبح هذا متاخر قليلا . لقد فتحت النار علي مواطننا |
Onun için biraz geç değil mi artık? | Open Subtitles | فات الوقت قليلاً على ذلك أليس كذلك ؟ |
Bunu söylemek için biraz geç olabilir. | Open Subtitles | ربما الأمر متأخر قليلاً لأقول هذا. |