Bana söylemedi. Eğer ben bilmezsem ikimiz için daha güvenli olacağını söyledi. | Open Subtitles | لم يخبرني، قال لي أنّه سيكون أكثر أماناً لكلينا إن لم أعلم. |
Aynı zamanda sağladığı gizlilikten dolayı katılımcılar için daha güvenli. | TED | و هي تجعل الأمر أكثر أماناً للمشاركين لأنها توفر استخدام الأسماء المستعارة. |
Şehir halk için daha güvenli hale gelmişti. soygunlar azalmıştı. Tek yapmanız gerek Ze'yi ziyaret etmekti. | Open Subtitles | صارت المدينة أكثر أماناً للسكان؛ انخفض معدّل عمليات السرقة |
Artık burası mahalle sakinleri için daha güvenli bir hale gelmişti. Artık pek soygun falan olmazdı. Gidip Li'l Zé'yi görmen gerekiyordu. | Open Subtitles | صارت المدينة أكثر أماناً للسكان؛ انخفض معدّل عمليات السرقة |
Sen de binsen Molly için daha güvenli olur. | Open Subtitles | سيكون من الآمن إذا صعدتِ معنا أيضاً |
Oraya gitmeden evvel Wraith'i peşinden atabilirsek hepimiz için daha güvenli olur. | Open Subtitles | سيكون من الآمن جداً إذا أبعدت الـ(ريث) عن طريقنا قبل أن نصل إلى هناك |
Kumlu deniz tabanında dinlenerek, kumsala çıkmak için daha güvenli olan gece karanlığını bekliyorlar. | Open Subtitles | إنتِظار ظلامِ الليلِ، عندما هو سَيَكُونُ أكثر أماناً لزيَاْرَة الشواطئِ. |
Bu kasabayı, hatta bu dünyayı çocuklarınız için daha güvenli hâle getiriyorsun. | Open Subtitles | أنت تجعل هذه البلدة بل تجعل العالم أكثر أماناً لأطفالك |
Bu kasabayı, hatta bu dünyayı çocuklarınız için daha güvenli hâle getiriyorsun. | Open Subtitles | أنت تجعل هذه البلدة بل تجعل العالم أكثر أماناً لأطفالك |
Dünyayı benim için daha güvenli hâle getiremezsin. | Open Subtitles | لن تستطيعي أن تجعلي العالم أكثر أماناً لي |
İnşa ettikleri şekiller sayesinde kıyı şeritlerimizi, gel git akıntılarından ve dalgalardan koruyor. Suyu filtre edebilen biyolojik sistemleri sayesinde suda iş görmek ve hareket etmek bizim için daha güvenli hale geliyor. | TED | فالهياكل التي تشكلها تحمي شواطئنا من الأمواج العاتية أثناء العواصف، كما أنها تحتوي على نظم حيوية تعمل على تنقية المياه وجعلها أكثر أماناً لنا أثناء العمل واللعب. |
Sadece, böylesi senin için daha güvenli olur diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننت بإن ذلك سيكون أكثر أماناً لك |
Herkes için daha güvenli olur. | Open Subtitles | سَيَكُونُ ذلك أكثر أماناً لكُلّ شخصِ. |
Muhtemelen sizin için daha güvenli olur. | Open Subtitles | هو من المحتمل الكثير أكثر أماناً لَك. |
Hapis benim için daha güvenli olur. | Open Subtitles | أنه سيكون أكثر أماناً لي في السجن |
Ma di Tau yavrusu için daha güvenli bir dünya yarattı. | Open Subtitles | "مادي تاو" خلقت عالماً أكثر أماناً لشبلها |
Evet ama bu benim için daha güvenli olur. | Open Subtitles | نعم,وسيكون أكثر أماناً بالنسبة لي. |
Burası senin için daha güvenli tatlım. | Open Subtitles | وكذلك عزيزتي، الأمر أن... المكان أكثر أماناً لك هنا. |
Tek bildiğim benim Cassie'yi de alıp ortalıktan kaybolmamın Ethan dâhil herkes için daha güvenli olduğu. | Open Subtitles | كل ما أعرفهُ هوَ أنهُ من الآمن للجميع من ضمنهم (إيثان) هوَ أن آخذ (كاسي) وأختفي |
Burası senin için daha güvenli. | Open Subtitles | من الآمن أن تبقي هنا |