Onun korkmuş hâlini önceden görmüştüm. Kimse için iyi olmaz. Arkanı kolla. | Open Subtitles | نعم، لقد رأيته خائفاً من قبل وهذا ليس في صالح أحد، انتبه لنفسك |
Bu kimse için iyi olmaz. | Open Subtitles | وهذا ليس في صالح أحد |
Zana, oraya gidemezsin. Senin için iyi olmaz. | Open Subtitles | زانا , لا يمكنك ان تذهب هناك ليس جيدا لك ان تدخل |
Ama senin için iyi olmaz. | Open Subtitles | هذا ليس جيدا لك |
Siz işinizi bitirirken, ben de gideyim artık, çünkü hepimizin bir arada görünmesi bizim için iyi olmaz. | Open Subtitles | ...سأغادر، وأترككما تواصلان .لأنّ الأمر لن يكون جيّدا لو تمّت مشاهدة ثلاثتنا معا |
Nasıl olur da benim için iyi olmaz? | Open Subtitles | كيف يكون ذلك ليس جيداً بالنسبة لي؟ |
Ne benim, ne onun, ne de öğrenciler için iyi olmaz ve başka bir yere geçebilir miyim diye merak ediyordum. | Open Subtitles | إنه ليس جيداً لي أو لها أو للمنصوحين, كنت فقط أشعر بالفضول لو يُمكن أن يُعاد تعييني. |
Sıhhatiniz için iyi olmaz. | Open Subtitles | ليس مفيداً لصحتكما |
- Bu senin için iyi olmaz. | Open Subtitles | ليس جيدا لك لا . |
Senin için iyi olmaz. | Open Subtitles | لن يكون جيّدا بالنسبة لك |
Yarın benim için iyi olmaz. | Open Subtitles | غذاً ليس جيداً بالنسبة لى |
Polise, benim; yaşamak için ne yaptığımı söylemen, benim için iyi olmaz. | Open Subtitles | أخبارك الشرطة عن مهنتي ليس جيداً لي |
Hayır, hayır senin için iyi olmaz. | Open Subtitles | {\pos(195,220)} كلا. ليس مفيداً. |