Büyük bir dal için küçük o, yukarıya koy. | Open Subtitles | هذه صغيرة بالنسبة لفرع كبير، ضعها بالأعلى. |
ABD Başkanı olmak isteyen bir adam için küçük bir adım ve bunu elde edebilecek kadar parası olan biri. | Open Subtitles | مجرد خطوة صغيرة لرجل يود أن يكون رئيس الولايات المتحدة |
Hiç kimse sana şiir okumadı... ya da senin için küçük bir parça çalmadı mı? | Open Subtitles | تقرأ قليلا قصيدة... أو لعبت الموسيقى قليلا بالنسبة لك؟ |
Benim de senin için küçük bir sürprizim var. | Open Subtitles | بالإضافة، وأنا أيضاً لدي مفاجأة صغيرة لك |
Bunu, şans topu için küçük bir kıza saldıran adam mı söylüyor? | Open Subtitles | أنت تقول هذا يا من كنت تطارد طفلة صغيرة من أجل كرة؟ |
Noel anne için küçük bir hediye işte. | Open Subtitles | انه شيء صغير لأجل السيدة (كلوز) |
Pekala, laboratuvarda bu çipleri hazırlamaları için küçük robotlar yapıyorum, ve teknolojinin yayılmasında oldukça etkiliyimdir. | TED | فأنا أصنع رجال اّلية صغيرة في المعمل لصنع هذه الشرائح و أنا ممن يحبون نشر التقنيات |
Ne olduğunu inceleyebilmek için küçük bir kıvrım daha eklediler. | TED | وأضافوا تجعيدة أخرى صغيرة لكي يستطيعوا دراسة ما الذي يجري. |
İnsan için küçük, paletlerin için büyük bir adım.* | Open Subtitles | إنها خطوة صغيرة بالنسبة للإنسان و قفزة كبيرة بالنسبة لأحذية السباحة الخاصة بك |
Çoğu insan için küçük patatesler gibi. | Open Subtitles | نحن نبدو كبطاطا صغيرة بالنسبة لمعظم الناس |
Bu benim için küçük, insanlık için büyük bir adımdır. | Open Subtitles | هذه خطوة صغيرة بالنسبة إلى رجل وخطوة عملاقة بالنسبة إلى البشرية |
Bu benim için küçük, insanlık için büyük bir osuruk. | Open Subtitles | هذه خطوة صغيرة لرجل مثلي علي القمر ولكنها قفزة عملاقة للبشرية |
Bu benim için küçük insanlık için büyük bir adımdır. | Open Subtitles | هذه خطوة صغيرة لرجل قفزة واحدة عملاقة للبشرية |
Senin için küçük sürprizim var. | Open Subtitles | لقد حصلت مفاجأة قليلا بالنسبة لك. |
Senin için küçük bir şeyim var. | Open Subtitles | حصلت شيئا قليلا بالنسبة لك. |
Düğün gecesi için küçük bir hediye. Harika. | Open Subtitles | نعم , وهذه هدية صغيرة لك بمناسبة زفافك |
Bu İtalyan bir üretici için küçük bir mobilya ve tamamen düz olarak taşınıyor ve sonra katlanıp orta sehpa hâline geliyor | TED | هذة قطعة اثاث صغيرة من مصنع ايطالي، وهي مسطحة بالكامل، وتتحول الى طاولة للقهوه و كرسي. |
Noel anne için küçük bir hediye işte. | Open Subtitles | انه شيء صغير لأجل السيدة (كلوز) |
İğne deliğinin tabanında, Hulk'ın ayaklarını sokmak için küçük delikler açtım. | TED | كان علي أن أصنع ثقوبا صغيرة في أسفل العين لغرز رجليه فيها |
Wilhelm, anladığım kadarıyla oynamak için küçük bir tank istiyorsun. | Open Subtitles | و الآن يا ويلهام , لقد فهمتُ بأن تريد دبابة صغيرة لكي تلعب بها , أليس كذلك ؟ |
""İnsan için küçük, insanlık için dev bir sıçrama."" | Open Subtitles | هذه خطوة صغيرة يخطوها انسان و لكنها خطوة عملاقة للإنسانية |
Biz de bunu kutlamak için küçük bir parti veriyoruz. | Open Subtitles | لذا نحن نحضّز لحفل لنحتفل |
Aşağıdaki adamlara, konuya bir çiçek aşısı gibi yaklaşıp, direnç oluşturmak için küçük bir miktar antijen kullanarak hastalığın etkilerini tersine çevirip çeviremeyeceklerini sordum. | Open Subtitles | ان نستعمل كميات قليله لمواجهة آثار المرض |
Bana yaptığın yardımlar için küçük bir teşekkür. | Open Subtitles | إن هذا مجرّد عربون شكر صغير على كل مساعداتكِ حتى الآن. |
Bu adım benim için küçük olabilir... | Open Subtitles | تلك مجرد خطوة صغيرة للبشرية |
Bir insan için küçük, insanlık için büyük bir adım. | Open Subtitles | هذه الخطوة الصغيرة للرجل قفزة هائلة للبشرية |