Bazen imzamı almaları için onlara para vermem gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أحياناً أشعر بأنه يجب أن أدفع لهم ليحصلوا على توقيعي |
Öğrencilerimiz yeni oldukları için onlara canlandırmaları için karakter önerisinde bulunalım. | Open Subtitles | الآن، لأن طلابنا ما زالوا جدد، لنساعدهم، ونقترح شخصيات لهم ليأدوها |
İşyerin gerçekten değişim yapmaya niyetliyse cevap vermeleri için onlara da bu aracı sunmaya karar verdik. | TED | واذا كان مديرك برغب بالتغيير، قرننا أن نقدم لهم هذه الأداة للرد. |
Bu yaptıkları için onlara kin tutmayın diyerek halkımızı bu av partilerine ve Ku Klux Klan'a karşı gelmemelerini öğütleyip siyahları kandırdılar. | Open Subtitles | علينا أن نلتزم البعد عن العنف أنا أطلب ذلك مِن كل مَن له صلة إذا لن تستطيع أن تظل بعيدا ً عن العنف فلا تتدخل إنهم يريدوننا أن نحب أعدائنا, و ندعو لهم |
Görevi; bu mesajı paylaşmak, çevresindeki insanlara yaymak, hayatlarını daha iyi yönde değiştirmek için onlara yardım etmekti. | Open Subtitles | واجبه كان اعلان هذه الرسالة لتنتقل إلى الناس حوله لمساعدتهم على تغيير حياتهم الى الافضل |
Ayrıca Memphis'te üniversite, bölgedeki tutkulu lise öğrencilerini topluyor ve üniversite harç sıkıntıları olmadan şehir içine gidip eğitim almaları için onlara burs veriyor. | TED | وفي ممفيس، تجند الجامعة طلبة المدارس الثانوية المحليين المتحمسين وتقدم لهم المنح الدراسية من أجل التدريس في وسط المدينة دون تحمل عبء ديون الكلية. |
Yarın, kendi iyilikleri için, geleceklerinin... huzurlu ve kârlı olması için onlara hitap etmeni istiyorum. | Open Subtitles | انا أرى أنه من الأفضل أن تتحدث إليهم غدا من أجل سلامتهم و مستقبل مريح لهم |
Onları uyardım. İşçiler ve çevre üzerindeki güvenlik tedbirlerini artırmaları için onlara bir mektup yazdım. | Open Subtitles | تم تحذيرهم أرسلت لهم رسالة بمستواهم الأمني والمعدات |
Birşey için onlara hak vermelisin... hayatın tadını çıkarıyorlar. | Open Subtitles | عليك ان تعطي لهم الفضل في شيء واحد، انهم يتمتعون بالحياة |
Onlara söyleyeceğim şeylerden bir parça ipucu veririm... sonra buna alışmaları için onlara biraz zaman tanırım. | Open Subtitles | أنا ألمّح لهم ما سأخبرهم به ثمّ أعطيهم فترة للتعوّد عليه ثمّ أخبرهم |
Seyahat planlarının öğrenildiğini söyleyip tekrar düzenleme için onlara yardım önereceksin. | Open Subtitles | ستوضح لهم أن خطة سفرهم قد كُشفت وستعرض عليهم المساعدة في ذلك |
Benim için onlara ulaşıp, onlara ne isterlerse vereceğimi söylemene ihtiyacım var. | Open Subtitles | أريدك أن تتصل بهم لأجلي وتقول لهم سأعطيهم كل مايريدون |
İlk yardım devriyeleri daha da yaralı getiriyor olduklarını rapor ettiler onun için onlara daha fazla yer açalım. | Open Subtitles | مراكز الاسعاف تقول ان مزيدا من الجرحي في الطريق لذا فلنفسح لهم مكانا |
Onları desteklediğimizi göstermek için, onlara bir balad söyleyeceğiz. | Open Subtitles | لذلك قررنا جميعا أن نغني لهم قصيدة غنائية لنظهر لهم دعمنا |
Ama bunu yapmak için onlara yer açması gerek. | Open Subtitles | ولكن من أجل القيام بذلك، هي بحاجة لإفساح المجال لهم |
Anlaşmaları için onlara bir avans buldum. | Open Subtitles | لقد دفعت لهم مقدماً .للإستغناء عن التسوية |
Tanya'nın sevdiği kahveden almak için onlara kapıları açtım. | Open Subtitles | لكي اشتري القهوة لتانيا قبلت المال من اليابانيين,وفتحت باب الفندق لهم |
Kölelik dönemindeki Tom Amca gibi, düşmanınızı sevin bu yaptıkları için onlara kin tutmayın diyerek halkımızı bu av partilerine ve Ku Klux Klan'a karşı gelmemelerini öğütleyip siyahları kandırdılar. | Open Subtitles | ... مثل العم "توم" عودا ً إلى أيام العبودية علينا أن نلتزم البعد عن العنف أنا أطلب ذلك مِن كل مَن له صلة إذا لن تستطيع أن تظل بعيدا ً عن العنف فلا تتدخل |
Sağlıklı bir şekilde yaşlanmaları için onlara bir yol bulmamız gerek. | Open Subtitles | علينا أن نعثر على طريقة لمساعدتهم على البقاء وبأسلوب صحي |
En zor şartlarda bile hayatta kalabilmeleri için onlara bazı ilaçlar veriliyordu. | Open Subtitles | لقد تم حقنهم بعقار لمساعدتهم على تحمل أصعب الظروف |