Köpeklerin kokusundan kurtulmamız için tek şansımız bu. | Open Subtitles | هذه فرصتنا الوحيدة لمنع الكلاب من تعقب رائحتنا |
Birilerinin müdahele etmesi için tek şansımız bu. | Open Subtitles | هذه فرصتنا الوحيدة التي ربّما يتدخّلون النّاس |
Futbol takımını sahaya sürmek bir yana, oyuncu bulma konusunda aşama kaydetmek için tek şansımız bu. | Open Subtitles | هذه فرصتنا الوحيدة كي نقوم باكتشاف لاعبين أقل مستوى لكنهم سيسدون فراغ الفريق في الملعب |
Hayatta kalmak için tek şansımız bu. | Open Subtitles | إنّها فرصتنا الوحيدة للنجاه. |
Dünya'daki insanları kurtarmak için tek şansımız bu. | Open Subtitles | (براند) {\cH92FBFD\3cHFF0000}إنّها فرصتنا الوحيدة لإنقاذ الناس على "الأرض" |
Spock, seni geri çekiyorum! Olumsuz, onları kurtarmak için tek şansımız bu. | Open Subtitles | هذه فرصتنا الوحيدة لإنقاذ هذا الكوكب إذا ثار البركان سينهار |
Olumsuz, onları kurtarmak için tek şansımız bu. Yanardağ patlarsa, gezegen ölür. | Open Subtitles | هذه فرصتنا الوحيدة لإنقاذ هذا الكوكب إذا ثار البركان سينهار |
Uzayın hayranlık uyandırıcı mucizelerini görmek için tek şansımız bu. | Open Subtitles | كما تعلمين، هذه فرصتنا الوحيدة لرؤية العجائب الملهمة من بداية الفضاء. |
Bunu kesin olarak öğrenmek için tek şansımız bu olabilir. | Open Subtitles | وقد تكون هذه فرصتنا الوحيدة لمعرفة الحقيقة. |
Çıkmak için tek şansımız bu. | Open Subtitles | هذه فرصتنا الوحيدة للخروج من هنا |
Sanırım bu işten sıyrılmak için tek şansımız bu. Bizim başkan için çalıştığımızı düşünüyordun. | Open Subtitles | أظن أن هذه فرصتنا الوحيدة للنجاة من هذا المأزق - أتعتقد أننا نعمل لصالح الرئيسة - |
Çıkmak için tek şansımız bu. | Open Subtitles | هذه فرصتنا الوحيدة للخروج من هنا |
Druid'i gerçekten kaybettiysek, Dagda Mor'u yenmek için tek şansımız bu olabilir. | Open Subtitles | لو أننا حقًّا فقدنا الكاهن للضلال، فربما هذه فرصتنا الوحيدة لهزيمة (داغدامور). |
Onu görüyorum. Unutma, Margot'u bulmak için tek şansımız bu. | Open Subtitles | -تذكر، هذه فرصتنا الوحيدة لإيجاد (مارغو ). |