Son nefesinde, halkını korumam için yalvardı ve yerine geçmemi istedi. | Open Subtitles | مع أنفاسه الأخيرة، توسل لي لحماية شعبه وللحكم في مكانه |
Onu buraya getirdiğimde de Lanten'in ölümünden ötürü onu tutuklamam için yalvardı. | Open Subtitles | ، حينما أحضرتها للإستجواب . ترجتني أن أعتقلها بتهمة قتله |
Baban yaşamak için yalvardı onu bize ihanet ederken yakaladığımızda bebekler gibi yalvardı. | Open Subtitles | توسل والدك على حياته عندما اكتشفنا أنه خائن. لقد توسل كالطفل. |
Onunla gelmem için yalvardı ama çok meşguldüm. | Open Subtitles | لقد توسل إلي للذهاب معه ولكنني كنت مشغولة جداً |
Kendi hayatı ve karnındaki bebeğin hayatı için yalvardı. | Open Subtitles | توسلت من أجل حياتها 000 وحياة الطفل بداخلها |
Bu gölete dönüp, dizlerinin üstünde kardeşini ona geri vermesi için yalvardı. | Open Subtitles | , لقد كان يزحف فى هذا الوحل . يتوسل أن يرُجع أخوه |
Geri dönmesi için yalvardı... | Open Subtitles | و يترجاها لتعود... |
Sen duyamadın ama penisin tokat atmam için yalvardı. | Open Subtitles | لم تستطع سماع الأمر لكن قضيبك توسل لي لأصفعك, حسناً؟ |
Önce ödü koptu, sonra da bana kalmam için yalvardı. | Open Subtitles | في البداية غضب، ومن بعدها هو هو توسل لي ان ابقى |
Onu öldürmem için yalvardı ama öldürmedim. | Open Subtitles | توسل لي كي أٌتله ولكني لم أفعل |
Hatta beni durdurmaya çalıştı. Öldürmemem için yalvardı bana. | Open Subtitles | في الواقع لقد حاولت إيقافي لقد ترجتني للتوقف |
Aklın başına gelene kadar seni bir yere kapatmam için yalvardı. | Open Subtitles | مهدداً بأخذ ثأرك ترجتني أن أحجزك حتي تعود لرشدك |
Bana dayanabildiğim kadar dayanmam için yalvardı. | Open Subtitles | ترجتني أن اناضل إلى اقصى ما أستطيع |
Baban yaşamak için yalvardı onu bize ihanet ederken yakaladığımızda bebekler gibi yalvardı. | Open Subtitles | توسل والدك على حياته عندما اكتشفنا أنه خائن. لقد توسل كالطفل. |
- Rezil bir şekilde ofisime gelip sizden daha iyi bir teklif aldığına dair yalan söylemem için yalvardı ve aradaki farkı o ödedi. | Open Subtitles | ماذا؟ لقد جاء مُتذللاً لمكتبي و توسل إلي لأكذب و أقول بأنهُ حصل على سعرٍ أفضل، لكنهُ دفع لي الفرق |
Sansa çok tatlı bir şekilde hayatınız için yalvardı. Bunu ziyan etmek çok yazık olur. | Open Subtitles | سانسا توسلت من أجل حريتك من العار ألا يستجاب لتوسلها |
Tıpkı senin gibi. Herif bana onu vurmamam için yalvardı. | Open Subtitles | مثل ماحدث معك , كان يتوسل لي حتى لا أقتله |
Geri dönmesi için yalvardı... | Open Subtitles | و يترجاها لتعود... |
Evet. Neredeyse diz çöktü ve ona çalışmam için yalvardı. | Open Subtitles | أجل، لقد جثا على ركبتيه وتوسل لأعمل لديه |
Herkes tam zamanlı bir hemşire bulmamı istedi, ama o bulmamam için yalvardı. | Open Subtitles | الجميع أرادني ان احضر لها ممرضة بدوام كامل ، ليلا ونهارا وتوسلت هي ألا افعل |
Sadece bil diye söylüyorum Carol, Kalmam için yalvardı, ama ben şovlara çıkıp, ünlülerle buluşmaktan sıkıldım, sadece bu kadar. | Open Subtitles | لعلمكِ يا (كارول)، لقد توسّلني لأبقى. لكنّي أٌنهكت من حضور البرامج، ومواعدة نجوم السينما. |
Öldürmemem için yalvardı ve onu suratından vurdum. | Open Subtitles | لقد توسل لحياته وقد اطلقت النار عليه فى وجهه |
Jeannie bana daha erken gelmem ve hazırlıklara yardım etmem için yalvardı. | Open Subtitles | جينى توسلت إلي لأذهب إلي هُناك مبكّراً و اُساعدها في ترتيبات الزفاف |
Bir seferinde, bir adamla bayağıdır çıkıyordum ve dizinin üstüne çöktü ve onu bir daha aramamam için yalvardı. | Open Subtitles | و مرة آخرى كنت أواعد هذا الرجل لمدة و بعدها نزل على إحدى ركبتيه و ترجاني ألا أتصل به مرة آخرى |