Bobby'nin anlattıklarından sonra bu benim için yeterli. | Open Subtitles | بعد ما قاله لنا بوبي، هذا يكفي بالنسبة لي. |
Keşke kalbiniz bağımsız olsaydı. Bu benim için yeterli olurdu. | Open Subtitles | أتمنى لو أن قلبكِ حرّ ذلك سيكون كافياً بالنسبة لي |
Süslü sinyal kuleleri inşa etme fırsatımız oldu ama halkımız sabit hattın kendileri için yeterli olacağına karar verdi. | Open Subtitles | اتعلمان أنّه كانت لديـنا الفرصة لوضع تلك البـروج المزّوقة هنـا لكن الجميع قـرر أن الخط الأرضي كافٍ بالنسبة لهم |
Eğer o bekar kalırsa Tanrım bu beni mutlu etmek için yeterli olur. | Open Subtitles | هذا فحسب، إن ظل أعزباً، إلهي، فذلك يكفيني لأبقى راضية كل الرضا. |
Ve ben bunun içmek için yeterli bir neden olduğunu düşünürdüm. | Open Subtitles | وأنا دائماً إعتقدتُ ذلك و كَانَ سبباً بما فيه الكفاية للشُرْب |
bu insanlığı kurtarmak istediğini düşünmek için yeterli mi? | Open Subtitles | و هل معرفة رغبتها في انقاذ البشرية كافي بالنسبة لك؟ |
Benim gücüm. Ama chakra zincirlerini kırmak için yeterli değil. | Open Subtitles | قوّتي، لكنها ليست قويّةً بما يكفي لكسر سلسلة التشاكرا هذه |
Ve sizin tüm hukuk bilginiz, bu kararı vermem için yeterli değil. | Open Subtitles | وأن أقرر بأن كل معرفتكم بالقانون ليس كافية بالنسبة لي |
Sen, aynı iksirden bir daha yapabilmek için yeterli kulak kaldı mı? | Open Subtitles | أنت ، هل لديك ما يكفي من الأذن لصنع جرعة أخرى ؟ |
Eğer sen sağlıklıysan ve iyi yiyorsan ve çocuklar iyi büyüyorsa, bu benim için yeterli. | Open Subtitles | إذا كنت بصحه جيدة وتأكلين جيدا وإذا كبروا الأطفال جيدا ذلك يكفي بالنسبة لي |
Eğer sen sağlıklıysan ve iyi yiyorsan ve çocuklar iyi büyüyorsa, bu benim için yeterli. | Open Subtitles | إذا كنت بصحه جيدة وتأكلين جيدا وإذا كبروا الأطفال جيدا ذلك يكفي بالنسبة لي |
Ve bu baban için yeterli değilse, o zaman çok kötü. | Open Subtitles | واذا كان هذا الشيء ليس كافياً بالنسبة لوالدك فهي ليست مشكلتي |
Doğru olanı yapmanın senin için yeterli olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | لقد كُنت أعتقد بأني إن فعلت الشيئ الصحيح سيكون هذا كافياً بالنسبة لك |
Yalnız benim burada olduğumdan emin olmam lazımdı. Bu kadar bilgi benim için yeterli. Arama yapıyorum şu an. | Open Subtitles | هذا برهان كافٍ بالنسبة إلي سأقوم بالإتصال، فك قيده |
Birlikte yemek yediler. Bu benim için yeterli. | Open Subtitles | لقد تناولا طعام العشاء سوية وهذا كافٍ بالنسبة لي |
Eğer sen de baban gibiysen sözün benim için yeterli. | Open Subtitles | حسناً، إن كنت مثل أبيك في شئ، فهذا يكفيني |
Ve ben bunun içmek için yeterli bir neden olduğunu düşünürdüm. | Open Subtitles | وأنا دائماً إعتقدتُ ذلك و كَانَ سبباً بما فيه الكفاية للشُرْب |
Mevkimin Kırk Yedi olması senin için yeterli değil mi? | Open Subtitles | هل ترتيبي ذو الرقم سبعة واربعون غير كافي بالنسبة لكِ ؟ |
Siz iki salağın hapisten kaçmak için yeterli olduğunuzu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أنكما كنتما غبيان بما يكفي للهروب من السجن. |
Geçen 2 yılda, annene hayatınızın geri kalanı için yeterli... miktarda para ödendi. | Open Subtitles | لقد إستلمت ما يكفي من المال طوال سنتين ليكون لديك ما يكفيك لتشق طريقك يا بُني |
100.000$ gerçekten bütçen için yeterli olacak mı diye konuşmak için. | Open Subtitles | مناقشة موضوع 100 ألف دولار كافي لكي نفكر بــ زيادة ميزانيتك |
En azından Reno için yeterli. | Open Subtitles | جاك قادر على تنفيذها إنه جيد بالنسبة لرينو عموما |
İşte bu kar tanesi sepetlerini bitirmek için yeterli olmalı. | Open Subtitles | من المفترض أن يكون هذا كافياً لإنهاء سلال حبات الثلج |
Benim için yeterli. | Open Subtitles | حسناً, تبدو فكرة جيدة بالنسبة لي |
Eğlenceli olduğu sürece, komik bir fikre benzediği ve tanık olacak insanlar da eğlenceli vakit geçirecekler gibi göründüğü sürece, bu bizim için yeterli. | TED | طالما أننا نستمتع ويبدو أنها ستصبح فكرة ممتعة ويبدو أن الأشخاص الذين يختبرونها سيستمتعون أيضا، ثم ذلك كاف بالنسبة لنا. |