ويكيبيديا

    "içinde yaşıyoruz" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • نعيش في
        
    • نحن نعيش
        
    Klostrofobi içinde yaşıyoruz, karanlık suların kuşattığı çelik ve betondan bir ülkede. Open Subtitles نعيش في الخوف من الأماكن الضيقة، أرض الفولاذ والخرسانة محصور بالمياه المظلمة
    Bence, genellikle hepimiz sabit bir triyaj hali içinde yaşıyoruz. TED وأعتقد أن معظم الجزء، ونحن جميعًا نعيش في حالة من الفرز المستمر
    Yalnızca şunu söyleyeyim ki günah içinde yaşıyoruz. Open Subtitles سوى قول هذا نحنُ نوعاً ما نعيش في الخطيئة
    Biz bağımsız bir Afrika ulusuyuz, huzur içinde yaşıyoruz ve ekonomik gücümüz var. Open Subtitles نحن أمة أفريقية مستقلة نعيش في سلام و قوة اقتصادية
    Hayır, teşekkürler. Aslında bir anarşi içinde yaşıyoruz ama kimse farkında değil. Hergün birileri kelebekleri ezip öldürüyor ama hiç bir yasa buna engel olamıyor. Open Subtitles نحن نعيش في فوضى ، و يبدو أنه لا أحد يلاحظ هذا إن كل يوم هناك شخص يسحق فراشة
    Bence geri kalan zamanda esasen, ...çetrefil, çok yönlü bir karmaşa içinde yaşıyoruz. Open Subtitles وأعتقد أن باقي الوقت نعيش في فوضى معقده متعدده التوجهات وأعتقد أن باقي الوقت نعيش في فوضى معقده متعدده التوجهات
    Şu aydın kişilerin bize bıraktığı dünyada bir kovan içinde yaşıyoruz. Open Subtitles إننا نعيش في قشور من عالم تركه لنا أولئك المستنيرين.
    Sanki yıllardır bu kaosun içinde yaşıyoruz. Open Subtitles أشعر و كأننا نعيش في هذه الفوضى منذ 10 أعوام.
    Bir süre sonra profesör Kasser bana dedi ki "Çünkü hayatta önemli olan şeyleri görmezden gelmemize sebep olan bir makine içinde yaşıyoruz.'' TED فأجابني البروفيسور بعد برهة قائلاً: "لأننا نعيش في آلة مصمَّمة لجعلنا نتجاهل ما هو مهم في الحياة."
    "Çünkü hayatta önemli olan şeyleri görmezden gelmemize sebep olan bir makine içinde yaşıyoruz. TED "لأننا نعيش في آلة مصمَّمة لجعلنا نتجاهل ما هو مهم في الحياة."
    Sonuç olarak, biz barış içinde yaşıyoruz, silahlarımız ve ordularımız olmadan, saldırganlık ve savaştan uzak olduğumuzu bilerek, daha faydalı girişimleri izleme özgürlüğümüzle. Open Subtitles النتيجة هي ، نحن نعيش في سلام ، دون الأسلحة أو الجيوش ، آمنون و في حالة معرفة اننا متحررون من العدوان والحرب ،
    Topluluk içinde yaşıyoruz, biliyor musun, çok yüzeysel. Open Subtitles فنحن نعيش في مجتمع كما تعلم، بدائي جداً
    - Guguklu saatin içinde yaşıyoruz. Open Subtitles -نحن نعيش في ساعة حائط مزقزقة -يا إلهي ، ليس أنا
    Onun yerine, biz çöp içinde yaşıyoruz ancak bu çok uzun sürmeyecek. Open Subtitles لذلك , نحن نعيش في القذارة, لكن, ليس لوقت طويل...
    Dostlar, hepimiz çamurun içinde yaşıyoruz. Bokun içinde! Open Subtitles ‫يا رفاق، كلنا نعيش في الطين ‫في القذارة!
    Dostlar hepimiz çamurun içinde yaşıyoruz. Bokun içinde! Open Subtitles ‫أيها الأصدقاء ‫كلّنا نعيش في الوحل
    (Gülüşmeler) Sonuç olarak: Biz insanlar Dünya'yı kontrol ediyoruz, çünkü ikili gerçeklik içinde yaşıyoruz. TED (ضحك) إذا وللختام: نحن البشر نتحكم بالعالم لأننا نعيش في واقعٍ مزدوج.
    Filmin içinde yaşıyoruz. Open Subtitles نحن نعيش في الأفلام
    İnanılmaz bir kentleşme trendi içinde yaşıyoruz. TED نحن نعيش خلال نزعة مدنية رائعة.
    Böylesi son derece narin, küçük bir sabun köpüğünün içinde yaşıyoruz. Çok ama çok kolayca etkilenebilen kutsal bir sabun köpüğü bu. TED اذا نحن نعيش على كوكب " هش " جدا .. يشبه فقاعة الصابون وهي فقاعة ضعيفة جدا وتتأثر بسرعة كبيرة جدا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد