Bir inşaat sahasından geçerken, bluzunun içine bir şey düşmüş. | Open Subtitles | أنها كانت تمشي في موقع بناء حيث سقط شيء ما في بلوزتها |
Meyhanedeki barmen içkimin içine bir şey koymuş. | Open Subtitles | .النادلة في الحانة وضعت شيء ما في شراب |
- Onun içine bir şey koydun. | Open Subtitles | لقد وضعتي شيئاً فيه |
Ludo'nun içine bir şey koyduğunu gördüm. | Open Subtitles | أنا... أنا... رأيتُ (لودو) يضع شيئاً فيه |
Bardağım açıkça yerinden oynadı. İçine bir şey koymuş olmalı. | Open Subtitles | كأسي قد تحرك ولا بد بأنه وضع شيئاً بداخله |
İçine bir şey koymuşlar. | Open Subtitles | -ذلك لذيذ, إنهم يضعون شيئاً بها |
Daleklerin bu şeyi uyandırmak için içine bir şey koymaları gerekiyorsa... | Open Subtitles | لكن لو أن لدى الدليك شئ بداخل ... هذا الشئ، يحتاجون لإيقاظه |
Doktor, suyun içine bir şey mi atmış? | Open Subtitles | ان الدكتور سكب شيء ما في الماء؟ |
Bardağın içine bir şey koydu. | Open Subtitles | لقد قام بوضع شيء ما في ذلك الكأس. |
Ludo'nun içine bir şey koyduğunu gördüm. | Open Subtitles | أنا... أنا... رأيتُ (لودو) يضع شيئاً فيه |
İçine bir şey mi koydun? | Open Subtitles | وضعتَ شيئاً بداخله ؟ |
Zafar, içine bir şey saklamıştım. Çok önemli. Tamam. | Open Subtitles | لقد حفظت شيئاً بداخله يا (زافار) إنه ملفٌ مهم |
İçine bir şey yerleştirdi. | Open Subtitles | لقد وضع شيئاً بها. |
Daleklerin bu şeyi uyandırmak için içine bir şey koymaları gerekiyorsa... | Open Subtitles | لكن لو أن لدى الدليك شئ بداخل ... هذا الشئ، يحتاجون لإيقاظه |