Hey, harika iş, kahrolası. Karımın içine ettin. Bu parti bitti. | Open Subtitles | عمل رائع، ايها الوجه اللعين لقد أفسدت كل شئ. |
Jakuzinin içine ettiğin gibi onun da içine ettin. | Open Subtitles | -كلا, لم أفعل لقد أفسدت هذا كما أفسدت هذا الحوض |
- Resmen ilişkisinin içine ettin. - Doğru. | Open Subtitles | حسنٌ, لقد أفسدت علاقتها تمامًا |
Bak, Lucas, bu film için onay almaya çok çabaladım, ...ve sen içine ettin. | Open Subtitles | لوك , لقد عملت ما بوسعى من اجعل اعطاء الفيلم الضوء الاخضر وانت تخرب الأمر , لذا حاول تصحيحة |
Yakın planımın içine ettin be! | Open Subtitles | أنت تخرب التصوير يارجل |
Zaten işin içine ettin bari söyle. | Open Subtitles | لقد افسدت الامر بالفعل. وربما تفسده الآن كذلك. |
Herşeyin içine ettin. | Open Subtitles | لقد كنت تهددنا جميعا |
Tanıdığın ya da sevdiğin herkesin hayatının içine ettin. | Open Subtitles | لقد أفسدت كل شخص عرفته أو اهتممت به |
-Halının içine ettin be! -Özür dilerim. | Open Subtitles | توقف أيها الرجل ، لقد أفسدت السجادة |
Anlaşmanın içine ettin, Mike. | Open Subtitles | "أتعلم ، لقد أفسدت علينا تلك الصفقة "مايك |
- Zamanlamamın içine ettin. | Open Subtitles | لقد أفسدت توقيتي |
Gecemizin içine ettin. | Open Subtitles | لقد أفسدت ليلة خروجنا |
Bütün operasyonun içine ettin. | Open Subtitles | لقد أفسدت هذه العملية! |
"İlişkimin içine ettin!" | Open Subtitles | تخرب علاقتنا! |
Görevin içine ettin. | Open Subtitles | غبي لقد افسدت الخطـة للتو |
- Uykumun içine ettin. - Tamam, üzgünüm, üzgünüm, üzgünüm. | Open Subtitles | لقد افسدت نومي- حسنا,آسفون- |
Herşeyin içine ettin. | Open Subtitles | لقد كنت تهددنا جميعا |