ويكيبيديا

    "içini" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • داخل
        
    • من الداخل
        
    • بداخلك
        
    • ما بداخل
        
    • بداخله
        
    • داخلك
        
    • خلالك
        
    • بطنه
        
    • لقلبك
        
    • لداخلك
        
    • تزيحى
        
    • أحشاء
        
    • أحشاءه
        
    • أحشائك
        
    • مابداخل
        
    Arabasının içini ve çevresini inceledim. Silah veya boş kovan yok. Open Subtitles لقد تحققت داخل وحول السيارة لا سلاح , ولا غلاف رصاصة
    Onu çalıştıranın içini çok yoğun bir dehşet hissi kaplıyor. Open Subtitles إنه يزرع شعوراً ساحقاً من الرعب داخل أي من يشغله
    Kadın bankanın içini muhtemelen kaçış için incelediği esnada, onunla kaldı. Open Subtitles و بقي معه,بينما بحثت المرأة داخل المصرف فلنفترض عن طريق للهرب
    O bir 1877 Victorian, onun içini ve dışını restore ettirdim. Open Subtitles إنه يعود إلى فيكتوريا 1877 وقد قمت بترميمه من الداخل والخارج
    İçini baştan aşağıya kaplayan bu karanlık duyguların aslında kendin olduğunu görmek için. Open Subtitles كي تعرفي ان كانت تلك المشاعر المظلمة التي تحمليها بداخلك هي في الحقيقة تمثلك
    Basit ve kafanıza geçirebileceğiniz bir cihazla gerçek anlamda insan beyninin içini görebiliyor ve tek kelime etmeden zihinsel haritasını çıkarabiliyoruz. TED عن طريق ارتداء جهاز بسيط، يمكننا رؤية ما بداخل الدماغ البشري، وتعلم جوانب من المشهد العقلي لدينا دون أن ننطق بكلمة.
    Aslında hayat bu içini görmek istediğimiz bir Gizem Kutusunun parçası. Open Subtitles إنه جزء من غموض الصندوق الذي نتمنى أن نرى ما بداخله
    Biz rahim içini hallederken sizin girdiğiniz yerdeki parçalar çok büyük. Open Subtitles إنها أكبر من أن تدخل هناك عندما نقوم بهذا داخل الرحم.
    Başta bir radyo buzulbilimci olduğumu söylemiştim ve bunun bir şey ifade etmesinin sebebi buz tabakalarının içini görmek için buz-tesirli hava radarının ana aracımız olması. TED أخبرتكم بداية أنني عالم أدرس الجليد بالموجات الإذاعية، وسبب أهمية ذلك أن الرادار الهوائي المخترق لطبقات الجليد هو الأداة الرئيسة التي نملكها للرؤية داخل الصفائح الجليدية.
    Bunun sebebi bugün beynin içini görebilmemiz, tüm şekline bakmak yerine. TED وهذا لأنه يمكننا أن نرى اليوم ما هو داخل الدماغ، بدلاً من مجرد النظر في شكله العام.
    Artık yaşayan bir beynin içini görebiliyoruz. Tekil nöronlar arası bağlantıların oluşumunu gerçekleştiği sırada, ateşlendiği anda görebiliyoruz. TED يمكننا الآن أن نرى داخل دماغ حي ونرى روابط خلية بينية فردية متواصلة فى أوقات حقيقة، ترسل إشارات فى أوقات حقيقة.
    Hamilelik yerleştirme denilen bir süreçle başlıyor. Bu süreçte embriyo, rahim içini saran endometriyum yani dölyatağı iç zarına kendini gömer. TED يبدأ الحمل بعملية تسمى الغرس. حيث أن الجنين يعزز وجوده داخل بطانة الرحم.
    Yıllar boyunca atomun içini gerçekten keşfetmeyi öğrendik. TED لذا، على مر السنين، تعلّمنا بالفعل البحث داخل الذرة.
    DNA, hücrelerimizin içini sarmalayan, uzun ve ipliksi molekül. TED الحمض النووي هو جزيء طويل يشبه السلسلة وينتهي داخل خلايانا.
    Sayaç bir nevi şablon görevi görüyor ortadaki bu karenin içini doldurmaya yarıyor. TED فان العدد يستخدم كمرجع لكي يتم ملء الوسط في داخل المربع
    Tek sorun şu ki, senin içini diri diri kepçe ile... Open Subtitles المشكلة الوحيدة أنك سـتكون حيا بينما نحن نفرغك من الداخل حسـنا
    İçini görebiliyormuşum gibi hissediyorum. Open Subtitles تشعرني كما لو أنني أستطيع رؤية ما بداخلك
    Kontrolü ele alabilirsiniz. Ben beynimin içini gördüm. Siz de göreceksiniz, yakında. TED أنت تتحكم لقد رايت ما بداخل دماغي. يمكنكم أيضاً، قريباً
    Ve görmeye çalıştığınızda, maskenin içini görürsünüz. TED وعندما تحاول النظر إليه، فإنّك سترى ما بداخله.
    Senin içini dışına çıkarırım, ama çok uzun sürede. Open Subtitles سوف أجعل ما داخلك خارجك و العكس في خلال مدة طويلة جداً من الزمن
    Zaten her zaman senin içini görebilmisimdir. Open Subtitles لكن لطالما أمكنني أن أرى من خلالك يا دكتور
    İçini açmamız gerek. Uzman olan sensin. Open Subtitles يجب علينا أن نفتح بطنه أنتِ الأكثر تأهيلاً
    * Kırmak istemiyorum kalbini * * İzin ver ben rahatlatayım içini * Open Subtitles لا أريد تحطيم قلبك *، * بل أريد أن أعطي لقلبك إستراحة
    İçini ürperten bir sese sahip olmak hiç hoş değil. Open Subtitles أن يكون لديه صوت يزحف لداخلك فإن هذا ليس لطيف
    İçini dökmek ister misin? Open Subtitles هل تريدِ أن تزيحى ثقل من على كاهلك؟
    Eğer olmazsa buradakilerin de içini dışına çıkarabiliriz, değil mi? Open Subtitles وإذا لم يعُد، فلعلّنا نبقر أحشاء أولئك القوم، أليس كذلك؟
    Sınır kasabasındaki çiftçi köylerinin içini boşaltan soykırımcı bir savaş beyinin işini bitirmek için dört kişilik bir saldırı ekibi yolladık. Open Subtitles أرسلنا فريق هجوم يتكون من أربع رجال لإخراج أحد أمراء الحرب الإبادة الجماعية الذي أنتزعت أحشاءه
    Seni yenebilirim, ve yendim de bu da senin içini kemirecek. Open Subtitles بإمكاني التغلب عليك ولقد فعلت ذلك وذلك سيأكل أحشائك من الداخل
    Bu yüzden de aynı Güneş'in içini göremediğimiz gibi daha öncesini göremiyoruz. Open Subtitles لذا فنحن لا نستطيع أن نرى أبعد بالزمن تمام مثلما لا نستطيع أن مابداخل الشمس

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد