İçlerinde, türlerini gelecek evrimsel döngüye taşıyacak olan genetik kodu taşırlar. | Open Subtitles | بداخلهم يحملون شفرة الجينات هذا سيأخذهم إلى المرحلة التالية من التطور |
Kadın: Benim için yüzleşmek gibiydi. İçlerinde bu kadar çok şey taşıyor olmaları beni şaşırtmadı. | TED | امراءة:لقد كانت مفاجأة مذهلة بالنسبة لي. لم يكن يبدو لي أنهم يملكون الكثير بداخلهم. |
İnan bana, içlerinde en sinsi olan o. Hepsi numaranın bir parçası. | Open Subtitles | ثقِ بي، إنه أكبر متلصص فيهم هذا جزء من التمثيل |
Ve çoğunlukla daha zeki olurlar içlerinde daha daha zeki şahıslar olmasına rağmen. | TED | و في الواقع بإمكانهم أن يكونوا أذكى حتى من أذكى شخص متواجد بينهم |
Biliyor musun, gördüklerime dayanarak diyebilirim ki, bu giysiler içlerinde kim varsa ona göre şekil alıyorlar. | Open Subtitles | أتعلم ، مما يمكننى قوله أنها من الداخل على شكل يلائم من بداخلها |
Her gün, içlerinde neler olup bittiğini göremediğimizden pekçok hastanın ölümünü izliyorum. | TED | قصدي, إني أرى مرضى يموتون كل يوم لأننا لا نعرف ما يدور في داخلهم. |
İşte dişler var, kemikli kanlar var ki kana benziyorlar, kıllar var ve hiç zarar görmemiş cesetler ve hala içlerinde beyin olan başlar var. | TED | لديك أسنان، عظام مع دماء والتي تبدو كالدماء ، لديك شعر، ولديك أيضاً جثث سليمة ، أو رؤوس والتي مازالت تحوي دماغ داخلها. |
Olan şeyse şu: mercanlar bir ortak yaşamdırlar ve içlerinde yaşayan şu küçük alg hücreleri vardır. | TED | وماذا حدث هو أن ذلك المرجان متكافل ولديها تلك الخلايا الطحلبية الصغيرة التي تعيش بداخلهم |
İnandığım ve bildiğim şey, içlerinde hayat olduğu. | Open Subtitles | ما أوؤمن به وما اعلمه إنهم أحياء بداخلهم |
...dünyaya gösterdikleri yüzleri ve içlerinde gizledikleri gizli kişilikleri. | Open Subtitles | الجانب الذي يظهرونه إلى العالم والجانب السري الذي يكتمونه بداخلهم |
İnsanlara rahatsızlığımı hissettireceğim ve onlar da bunu içlerinde hissedecekler. | Open Subtitles | سأجعل الناس يشعرون بسيلاني ويشعرون بالسيلان الذي بداخلهم. |
25'inde, Teksas, El Paso'daki küçük bir kilisede içlerinde doğmamış kızımın da bulunduğu dokuz masum insanın öldürülmesinde rol oynadı. | Open Subtitles | و عمرها 25 شاركت فى قتل 9 أبرياء بما فيهم ابنتى التى لم تكن وُلدت بعد فى قاعة زفاف صغيرة الباسو |
Hazırlar, içlerinde çip var. | Open Subtitles | نعم، كلها جديده ونظيفه، حَصلتُ على الرقائقِ الداخليةِ فيهم. |
İçlerinde bir tek ben doktorum ama sen ofisime gelip benim üstüme oturdun. | Open Subtitles | أنا الطبيب الوحيد فيهم لكنك جئت إلى مكتبي وجلست علي |
1818 künye numaralı asker içlerinde en cesur ve çetin olanıydı. | Open Subtitles | صاحب البطاقة رقم 1818 كان بالتأكيد الأشجع والأشد قساوة من بينهم |
Vakit kaybediyoruz. İçlerinde Romalı varsa savaşçı taktiklerine yabancıymış gibi davranmaz mı? | Open Subtitles | إننا نهدر مجهودنا، إن كان بينهم روماني ألن يختلق جهله بطرق القتال؟ |
Onlar tarafından çalınmış her nota hâlâ içlerinde duruyor odunun moleküllerini çalıyorlar. | Open Subtitles | كل نغمة عُزفت عليها تظل بداخلها تُحدث رنيناً داخل جزيئات الخشب |
Biyolojik tehlike işareti olan iki metal kap ve içlerinde de sarı bir toz vardı. | Open Subtitles | علبتان معدنيّتان بها مُلصقات خطر العدوى ومسحوق أصفر بداخلها. |
Bir an içlerinde beş parçacık olduğu için helyum 5'e dönüşürler. | TED | لوهلة يصبحان الهيليوم 5، لأن لديهم خمس جسيمات داخلهم. |
Oyun sadece insanlara, içlerinde sürekli daha da güzel şeyler bulabilmek için yaklaşık bir milyon kutu açtırmaya çalışıyor. | TED | الألعاب باختصار تحاول جعل الناس يفتحون قرابة مليون صندوق, بحيث تجدون أشياء أفضل و أفضل داخلها. |
Yine de burası, içlerinde muazzam mavi balinanın da bulunduğu en dikkat çekici avcıların evi. | Open Subtitles | رغم ذلك فهي موطن لأعجب الصيّادين و من ضمنهم الحوت الأزرق العملاق |
Milyonlarca kız gördüm ama içlerinde en tatlısı benim Hintli güzelim. | Open Subtitles | ..لقد رأيت الملايين من الفتيات ولكن الاجمل امامهن فتاتي الهندية .. |
İçlerinde ne olduğunu sanıyorsun? Örümcek mi? | Open Subtitles | - إذا ماذا كان بداخلهن ، عنكبوت ؟ |
İnsanlar içlerinde yatan gerçek kişiliklerini görmezden gelirler, bayan. | Open Subtitles | الناس لا تّركّز النظر في أي أحد يظنون أنه أدنى منهم يا سيدتي |
Dünya çapında bir dizi banka vurmuştu, içlerinde şey de vardı... | Open Subtitles | لقد هاجمت عددا من مصارف العالم من ضمنها |
İçlerinde bu nadir bulunan Daytona beyaz elması da var. | Open Subtitles | (ومِن ضُمِنها ماسة نادرة بيضاء نوع (ديتونا |
O içlerinde yaramaz olanmıdır .. | Open Subtitles | من بين الاثنتين كانت هى الاشقى |
İçlerinde ne olduğunu bilmediğimiz yarım veya bir düzine torpido ateşlenirse manyetik çıkışında bir değişiklik olur ve gemideki tüm canlıları öldürecek zincirleme bir reaksiyon başlatır. | Open Subtitles | إذا أطلقت سفينة لديها جاذبية مغناطيسية أحد تلك الطوربيدات اللعينة ذات المحركات سيؤدي ذلك إلى سلسلة من التفاعلات الإشعاعية ستقضي على كل الكائنات الحية على هذه السفينة |