Babaları aynıymış. İşe yaramaz biri olduğunu anladım. | Open Subtitles | إنهما من نفس الأب، أجزم بأنـّه كان عديم الفائدة. |
İşe yaramaz biri değilsin. | Open Subtitles | ويخبرني أنّي بائس عديم الفائدة أنت لست كذلك |
Eminim Majesteleri için tamamen işe yaramaz biri. | Open Subtitles | أخشى أن يجده الملك عديم الفائدة تماماً |
Bu çözümleme modelinin ardından, tartışacağımız konu bu psikolojik profili işe yaramaz biri hale getiren travmatik olay. | Open Subtitles | و بعد نموذج التحليل هذا الذي ناقشناه إن الحادثة التي تعرضت لها قد جعلت التحليل النفسي بلا فائدة. |
Benim işe yaramaz biri ve bir keş olduğumu düşünüyordun. | Open Subtitles | نعم, أنت تعتقد أننى بلا فائدة ومدمن عرقلتقم |
Bu yüzden de annemi arayıp ona oğlunun işe yaramaz biri olduğunu söyledim. | Open Subtitles | فائده بلا ابنك ان واخبرتها بامى اتصلت لذا |
Gerçekler acıdır ama işe yaramaz biri. | Open Subtitles | الحقيقة تؤلم، لكنّه عديم النفع. |
İşe yaramaz biri olduğumu düşünüyorsun. | Open Subtitles | أنتى تعتقدى أننى عديم الفائدة |
Ben işe yaramaz biri değilim. | Open Subtitles | لست عديم الفائدة |
Ben işe yaramaz biri değilim. | Open Subtitles | لست عديم الفائدة |
Bu konuda işe yaramaz biri olduğumu anlamış olmalıydı. | Open Subtitles | أنا عديم الفائدة بهذا الشأن |
Aşk seni işe yaramaz biri yaptı. | Open Subtitles | الحب جعلك عديم الفائدة |
- Adı Frank Sakamoto ve bu ülkenin en akademik kriptologu ve tamamen işe yaramaz biri. | Open Subtitles | أسمهُ (فرانك ساكوموتو) و هو أفضل عالم شيفرات في هذا البلد و كان عديم الفائدة تماما |
Hayır, sen işe yaramaz biri değilsin. | Open Subtitles | لا ،لست عديم الفائدة |
Will, sen işe yaramaz biri değilsin. | Open Subtitles | ويل. أنت لست بلا فائدة |
Çok yakışıklı ama bir o kadar da işe yaramaz biri. | Open Subtitles | وسيم جداً, ولكن بلا فائدة |
Anneni ara ve ona oğlunun işe yaramaz biri olmadığını söyle. | Open Subtitles | واخبرها بامك اتصل فائده بلا ليس ابنها بان |