Gerçi karşılığında ne tür yeni işkenceler yapacaklarını düşünmekten iğreniyorum. | Open Subtitles | رغم أنني أكره تصور ما يستحضره التعذيب الحديث لنفقات الدفع |
Glorificous'a ihanet etmeyeceğim. Ne korkunç işkenceler yaparsanız yapın. konuşmayacağım. | Open Subtitles | لن أخون جلوري.لن أتكلم بغض النظر عن بشاعة التعذيب |
Geçmişte bu tür işkenceler birinin sır saklaması için kullanılırdı. | Open Subtitles | تاريخيا تم استخدام هذا النوع من التعذيب لمنع اى شخص من كشف سر |
...ardından işkenceler tekrar başladı. | Open Subtitles | يستلقون قليلاً ريثما يبدأ العذاب مرةً أخرى |
Köylülere akılalmaz işkenceler yapardı. | Open Subtitles | والذى كان يقوم تعذيب الفلاحين تعذيبا شديداً |
Seni ne tür işkenceler içinde bulduğumu iyi bilirsin. | Open Subtitles | أنت تعلم أكثر من سواك أي عذاب كنت تعاني عندما عثرت عليك |
Bize işkenceler edebilirsiniz, bizi bombalayabilirsiniz ve mıntıkalarımızı yerin dibine gömebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك تعذيبنا وقصفنا وحرق مقاطعاتنا كليّاً |
Ve artık işkenceler kesinlikle psikolojik olmaktan öte. | Open Subtitles | و كذلك طرق تعذيبه بالتأكيد انها أكثر من نفسية في هذه المرحلة |
Narkotikteyken, Cordova'nın insanlara yaptığı işkenceler hakkında hikayeler duyardım. | Open Subtitles | بالعودة إلى "ناركو"، كنتُ أسمع قصص حول كيف كان (كوردوفا) يُعذب الناس |
Ama bu kişiyi yıllar boyu hapiste tutup, ona çeşitli işkenceler uygulamak zorunda değilsiniz. | Open Subtitles | ولكن ليس عليك أن تحبُس ذلك الشاب لعقودِ، وبشكلِاً مؤثر تَضِعَهُ عبر أشكالاً من التعذيب. |
Kelimelere dökülemeyecek derecede işkenceler yapıldı. | Open Subtitles | و القليل من التعذيب و الكلمات لا تصف الواقعة تقريباً |
Öyle mi? Demek istediğim tehdit edildim, işkenceler gördüm, sindirildim rahatsız edildim, sorguya çekildim. | Open Subtitles | بالواقع، ورُغم ذلك، بيت القصيد أني كابدت سَطوة التهديد، التعذيب |
İHA programı yabancı vatandaşların durumu sorgulama esnasındaki işkenceler. | Open Subtitles | برنامج الطائرات بدون طيار الترحيل السري للمواطنين الأجانب التعذيب كوسيلة من وسائل الإستجواب |
Suçlamanın temelini, adı uzun yıllardır CIA ile birlikte anılan hayalet hapishaneler, karanlık bölgelerde yapılan işkenceler ve sıra dışı icraatlar oluşturuyor. | Open Subtitles | على أعلى المستويات للوكالة. المتهم اقرار التعذيب والتسليم الاستثنائي في سجون الأشباح سيئة السمعة والمواقع السوداء |
Korkunç işkenceler altında bile. | Open Subtitles | ولا تحت تأثير التعذيب المؤلم جداً؟ |
İçeride çektiğin işkenceler var ya? | Open Subtitles | التعذيب الذي تحملته حين سُجنت؟ |
Aynı eski tür işkenceler, hergün, hergün. | Open Subtitles | ! نفس العذاب القديم كل يوم، كل يوم |
Seni işkenceler denizine atmalı. | Open Subtitles | يجب أن ألقيك ... فى بحر من العذاب |
Daha önce Maya'ların çizdiği savaşlar, kölelik ve işkenceler ile ilgili resimler görülmemişti. | Open Subtitles | لم نرى ابدا مشاهد, حروب , عبودية , تعذيب رسمت من قبل شعب المايا نفسه |
Kendi ağırlığının, sana durmaksızın nasıl işkenceler yaşatacağını düşün. | Open Subtitles | وعليك أن تختار أي عذاب سوف يسببه لك وزنك وثقلك على الصليب بشكل مستمر |
Bize işkenceler edebilirsiniz, bizi bombalayabilirsiniz ve mıntıkalarımızı yerin dibine gömebilirsiniz. | Open Subtitles | "يمكنك تعذيبنا وقصفنا" "وحرق مقاطعاتنا كليّاً" |
Yani adam sana ne işkenceler ediyormuş. Babacığa kılıç geçirmiş. İyi düşünce. | Open Subtitles | أقصد طريقة تعذيبه لك، سيف راشق في والدك، لمسة إبداع. |
Virgil şikâyet eder ve şiddetli işkenceler görür. | Open Subtitles | فيرجل) يشتكي وهو يُعذب بقسوة) |