) Buluşalım dediğimde gelmeliydin, Michael. İşler daha kolay olurdu. | Open Subtitles | مضحك, كان عليك أن تقابلني عندما أرد مقابلتك, لكان سيكون الأمر أكثر سهولة |
En azından düşmanımızın kim olduğunu bildiğimizde, işler daha kolay gibi görünüyordu. | Open Subtitles | كان الأمر أكثر سهولة حينما كنا نعلم من هو عدونا |
Biliyor musun bu sefer gerçekten işler daha kötü olamaz diyeceğim. | Open Subtitles | ، أتعلم . سأقول لايمكن أن تسوء الأمور أكثر من ذلك |
Biliyorum, sert bir ifade oldu ama işler daha kötüye gidebilir. | Open Subtitles | أنا أعرف بأنها نوع من الشتائم ولكن الأمور بدأت تسوء |
Eğer konuşmama izin verirseniz belki de işler daha açık olacak. | Open Subtitles | ربما لو تسمح ليّ بالكلام، الأمور ستكون أكثر وضوحاً. |
İşler daha da ilerlemeden, bilirsin? | Open Subtitles | قبل أن تتعقد الأمور ، كما تعرف |
Her neyse, mezun olduktan sonra işler daha da kötü bir hâl aldı. | Open Subtitles | بأي حال، إزدادت الأمور سوءاً بعد التخرج |
Anladığım kadarıyla siz yokken işler daha kolaydı. | Open Subtitles | اعتقدت أنه من الأفضل القيام بذلك عندما لا تكون هنا |
Çocuklar neden bana Paige'in ambarda olduğunu söylemediniz? - Bence işler daha kötü oldu. | Open Subtitles | يا رفاق لماذا لم تخبروني أن بايج في دعامة الحمولة أعتقد أن الأمور تزداد سوءا |
Artık hayatına bir gün daha, bir saat daha katlanamadığın zaman işler daha da, daha da berbat hâle gelecek! | Open Subtitles | و عندما لا تستطيعين تحمل الأمر ليوم آخر، و لا ساعة أخرى سيصبح الأمر أسوء، أسوء بكثير |
En azından düşmanımızın kim olduğunu bildiğimizde, işler daha kolay gibi görünüyordu. | Open Subtitles | كان الأمر أكثر سهولة حينما كنا نعلم من هو عدونا |
İşler daha da karışmak zorunda değil. | Open Subtitles | ليس من الضروري تعقيد الأمر أكثر من هذا |
Zavallı Fred. İşler daha ne kadar kötüleşebilir ki? | Open Subtitles | فريد) المسكين) كيف يمكن أن يسوء الأمر أكثر ؟ |
Şu anki duruma bakarsak, işler daha da karıştı. | Open Subtitles | بالنسبة للوضع الحالي أصبحت الأمور أكثر تعقيداً |
İşler daha da karışmadan bu durumu kontrol altına al. | Open Subtitles | قُم بأحتواء الموقف، قبل أن تُصبح الأمور أكثر فوضوية. |
Sen meseleye ne kadar dahil olursan, işler daha da karmaşık bir hâl alıyor. | Open Subtitles | في كلّ مرّة تتدخلين، تُصبح الأمور أكثر سوءاً. |
Seni tanıdığımdan bu yana kötüsün ama ama işler daha da kötüleşmeye başladı. | Open Subtitles | كنت سيئاً منذ أن عرفتك ولكنّ الأمور بدأت تزداد سوءً |
İşler daha da ilginçleşiyor, davetsiz misafirimiz evde onu kovalıyor. | Open Subtitles | اذاً ، الأمور بدأت تصبح شديده الحماسه بعض الشئ ...بينما كان الدخيل يتعقبها حول المنزل |
Tüm bu işleri yapıp şirkette yükseldiğin zaman sence bize daha fazla zaman ayırabilecek misin yoksa işler daha da mı çığırından çıkacak? | Open Subtitles | بعدما تقوم بكل ذلك العمل و تصبح عضوا كبيرا في شركتك هل تعتقد أنه سيكون لديك وقت أكثر من أجلنا أم أن الأمور ستكون خارجة عن السيطرة |
Tüm bu işleri yapıp şirkette yükseldiğin zaman sence bize daha fazla zaman ayırabilecek misin yoksa işler daha da mı çığırından çıkacak? | Open Subtitles | بعدما تقوم بكل ذلك العمل و تصبح عضوا كبيرا في شركتك هل تعتقد أنه سيكون لديك وقت أكثر من أجلنا أم أن الأمور ستكون خارجة عن السيطرة |
İşler daha da karışmadan uzaklaş. | Open Subtitles | اذهب قبل أن تتعقد الأمور. |
- Lanet olsun, işler daha kötüye gitti. | Open Subtitles | -يا للهول، إزدادت الأمور سوءاً للتو . |
Yine de, işler daha da kötüleşmeden önce onu durdurmanın bir yolunu bulmalısınız. | Open Subtitles | و مازال، عليكِ إيقافه قبل أن تسوء الأمور |
Bunun üzüntü verici olduğunun farkındayım ama bunu işler daha da kötü olmadan yapmak en iyisi. | Open Subtitles | أعلم أنَّ هذا أمر مزعج، ولكن من الأفضل القيام بهذا قبل أن تسوء الأمور بيننا. |
Umarım işler daha da garipleşmez. | Open Subtitles | والان الأمور تزداد غرابة |
İşler daha kötüye gidecek. | Open Subtitles | سيصبح الأمر أسوء |