Mumbai'nin arka sokaklarından birinde küçük bir dükkan işletiyor. | TED | يدير محلاً صغيراً في أحد الشوارع الخلفية في مومباي |
Birine sertçe vurmuş. Bu salonu kim işletiyor? | Open Subtitles | لقد ضرب أحد بعنف, من الذى يدير هذا المكان ؟ |
Kayınbiraderim Hamamatsu'da bir turşu dükkanı işletiyor. | Open Subtitles | حسنا، نسيبي يدير محلا لبيع المخلل في هاماماتسو |
Başarılı bir web geliştirme şirketi işletiyor ve birkaç kişi çalıştırıyor. | TED | فهي تدير شركة تطوير مواقع إليكترونية ناجحة وتوظّف العديد من الأِشخاص. |
Burns ailesi tek dükkanlı bir kasabanın tek dükkanını işletiyor. | Open Subtitles | نعم،أنت لا تدير اسرة بيرنز متجر عام فى احدى البلدان |
Erkek bakım ürünleri satan bir butik zinciri işletiyor. | Open Subtitles | يُدير متجراً لمُنتجات العناية بالبشرة للرجال. أتقصد مثل أغراض الحمام؟ |
Klingman orayı işletiyor ve hissesi de var. Sana şunu söylemem istendi: | Open Subtitles | مايك كلينجمان يدير الكازينو و يملك حصة منة أيضاً و لكننى هنا لأبلغكم رسالة |
Ne sanıyorsunuz çocuk bahçesi mi işletiyor? | Open Subtitles | ماذا تظن انه يدير هنا؟ ملعب للاطفال او شئ من هذا |
Dükkanı Meyer Klingman işletiyor. Onunda bir parça hissesi var ve işleri iyi yürütüyor. Ama aldığım talimata göre sana, Klingman'ı safdışı etmen durumunda, | Open Subtitles | مايك كلينجمان يدير الكازينو و يملك حصة منة أيضاً و لكننى هنا لأبلغكم رسالة |
Burayı, kardeşim Fredo işletiyor. Ve herkesten önce beni aradı. | Open Subtitles | أخى فريدو هو من يدير المكان و قد كان أول من عرف بما حدث |
Tam bir vudu rahibi, ama aynı zamanda turistler için de bir gece klübü işletiyor. | Open Subtitles | هو كاهن الفودو والذي يدير . نادي ليلي للسياح أيضا |
Burayı işletiyor. Burada çalışıp, arka tarafta kalabileceğini söylüyor. | Open Subtitles | انه يدير المكان ويقول انه يمكنك العمل هنا والعيش معه |
Jamie halen Brownfield'ı işletiyor ancak Charlie, Charlotte ile bir aile kurmak için New York'dan ayrıldı. | Open Subtitles | جيمي لا يزال يدير براون فيلد لكن تشارلي ترك نيويورك كي يعيش في تشارلوت ويكون عائلة جديدة |
Üçüncü Cadde ile Sutherland arasında çiftlik malzemeleri satan bir dükkan işletiyor. | Open Subtitles | يدير مخازن الغذاء والتموين في الثلث و سوثرلند |
Bildiğim kadarıyla çocuklar için bir cimnastik salonu işletiyor. | Open Subtitles | حسبما أعرف ، فهو يدير صالة رياضية للأطفال |
Çiftçi pazarında küçük bir sebze ve meyve standı işletiyor ve ücretsiz numune dağıtan sağlıklı yiyecek kooperatifinde yarı zamanlı olarak çalışıyor. | Open Subtitles | انها تدير كشكا صغيرا للخضروات و العصائر في سوق المزارعين و تعمل بشكل جزئي في منح عينات مجانية في شركة الأغذية الصحية |
60 ülkedeki fakir çocukları doyuran bir hayır kurumu işletiyor. | Open Subtitles | تدير جمعية خيرية التي تغذي الأطفال الفقراء في 60 بلدا |
Şu an Gotanda'da bir oyun salonu işletiyor. | Open Subtitles | هي الآن تدير مقهى للعب ما جونغ في غوتاندا |
Çeteyi ticarethane gibi işletiyor, elleri kirlensin istemiyor. | Open Subtitles | يُدير العصابة مثل عمل، لا يُحبّ أن يوّسخ يديه |
Kadın Aşağı Doğu yakasında suçlu rehabilitasyon merkezi işletiyor. | Open Subtitles | إمرأة تُدير مركز لإعادة التأهيل في الجانب الشرقي |
Şimdi, Agra yakınında, sığır yemi ve tohum satan bir dükkan işletiyor. | TED | والآن يقوم بإدارة مخزن لعلف الماشية ومخزن للحبوب قرب اقرا. |
Ortada, "BlackStar Books and Caffe" yazısının önünde duran adamım Baakir, ve aynı zamanda evinin bir bölümü olan bu mekanı işletiyor. | TED | ذاك في المنتصف هو باكير، يقف أمام مقهى ومكتبةِ بلاك ستار، التي يديرها بنفسه والتي تعد جزءا من بيته. |
O taş ocağını çocuğu buldukları yeri devlet mi işletiyor? | Open Subtitles | ذلك المقلع, حيث وجدوا الصبي, هل تديره الولاية؟ |
- Fernando ile yaşıyor.Bir batakhane işletiyor... | Open Subtitles | تعيش مع فرناندو يديرون محل قمار |
Belki, ama Seyit Ali ülkenin vatandaşı. Terörist şebekesini oradan işletiyor. | Open Subtitles | ربما ولكن علي مواطن في بلدك ويدير خليته الإرهابية من هناك |
İşletiyor gibi bir halim mi var? | Open Subtitles | هل يبدو أنني " بشتغلك "؟ |
Birkaç aydır D.C.B.'nin kamyon parkını işletiyor. | Open Subtitles | ثمّ، في شهرين , اصبح يُديرُ ساحةَ النقل بالشاحناتَ لدي سي بي. |