Aklımızı takip etmek yerine iştahımızı takip etmeye meyilliyiz. | TED | نحن نميل إلى الذهاب مع شهيتنا بدلا من عقولنا. |
Bu bizim iştahımızı kabartmak içindi. | Open Subtitles | لقد كان الهدف منه مجرد إثارة شهيتنا له فقط |
Jared'in arabanın ön camına yapışmış olan beyninin iştahımızı kaçırmasına izin verme. | Open Subtitles | دع مسألة دماغ " جيرالد " على درع الرياح لا ترطب شهيتنا |
Benim geldiğim diyarlarda iştahımızı açmak için kahvaltıdan önce adam öldürürüz. | Open Subtitles | من المكان الذي جئت منه نقتل رجلاً على الافطار حتى نفتح شهيتنا فحسب |
Bu arada, belki iştahımızı açmak için başka bir yol bulmalıyız. | Open Subtitles | في الوقت الحالي أظن أنه يجب علينا أن نرضي شهيتنا |
diyor Haklı. İştahımızı açtık. | TED | إنها محقة. لقد شحذنا شهيتنا. |
Bir bardak gazoz iç, Phile. Biraz içmek iyi gelir. İştahımızı açar. | Open Subtitles | .(تناول كوباً من شراب "البوب" يا (فيليب رشفة منه ستجعلنا أفضل حالاً ، وتفتح شهيتنا للعشاء |
Germaine Greer de aynı şeyler üzerine merak sarmış ve "kahvaltıda ve akşam yemeklerinde iştahımızı savaş, soykırım, fakirlik ve hastalığa dair adeta bir porno ile açıyoruz." | TED | لقد تساءلت (جيرمين غرير) عن نفس الأشياء فتقول: "في الإفطار والعشاء، يمكننا شحذ شهيتنا بجرعة وفيرة من المواد عن الحرب والإبادة الجماعية والحاجة والمرض." |
Oh, iştahımızı kaçırmak istemiyoruz Rigel 4'e indiğimizde yapılacak ziyafete kadar. | Open Subtitles | لا نريد إفساد شهيتنا قبل... العيد عندما نحطّ على (ريجيل فور... ) |