pekala elimizde işvereni tarafından dövülmüş müslüman bir adam var. | Open Subtitles | حسناً، لدينا رجل مسلم والذي تم ضربه بواسطة رئيسه |
Eski işvereni bana personel dosyasını gönderdi. | Open Subtitles | رئيسه السابق، أرسل لي ملفه الشخصي. |
Bay Scoefield'in sigorta poliçesi son işvereni tarafından kapatılmamış. | Open Subtitles | فبوليصة تأمين سيد (سكوفيلد) منذ رئيسه السابق لم تصدر بعد |
Çok az ya da hiç deneyiminiz olmadığından verilen herhangi bir işte ne kadar iyi olacağınızı söyleyerek olası her işvereni etkilemek zorundasınız. | Open Subtitles | بما أن خبرتكم قليلة أو معدومة عليكم أن تقنعوا أي صاحب عمل بمدى كفاءتكم بأي وظيفة مطلوبة. |
Doğru, ama tazminatı müvekkilimin işvereni ödediği için hastane avukatının da mahkeme salonunda anlaşmayı kabul ettiğini beyan etmesini talep ediyorum. | Open Subtitles | صحيح ، لكن لأن صاحب عمل موكلتي سيدفع تكاليف التعويض أردت من محامي المستشفى أن يأتي |
Baron halk arasında sevilmezdi ama mevkisinin taşıdığı güç ve köyün yarısının işvereni olarak büyük bir saygı görüyordu. | Open Subtitles | البارون لم يكن محبوبا و لكن على اعتبار أنه شخصية قوية و رب عمل نصف سكان القرية كان محترماً |
Glenn'in işvereni Mickey Wolfmann ile olan samimiyeti herkes tarafından biliniyor. | Open Subtitles | إنها تعرف بصديقة رب عمل (غلين) ميكي ولفمان(،). |
Standart bir işlem her ne kadar ziyaretler onun işvereni tarafından düzenlense de. | Open Subtitles | إنه إجراء عادي بالرغم من أن الزيارات رتبت من قبل رب عمله |
Bayan Sanborn eşinizin işvereni ile yakın bir ilişkisi var mıydı? | Open Subtitles | سيدة ـ (سانبورن) ـ هل كان لزوجكِ علاقةٌ وثيقة مع رئيسه في العمل ؟ |
İstersen yeni gözdenin işvereni önünde başlayalım veya tenha bir yerde hesaplaşalım. | Open Subtitles | - أنت الآن يمكننا القيام بهذا هنا وأمام صاحب عمل عشيقك الجديد |
Onu buralarda bir yerde aylak aylak gezinip işvereni hakkında atıp tutma fırsatı kollarken bulabilirsiniz, yaptıkları tek şey bu ne de olsa. | Open Subtitles | ستجده بالجوار , شارداً ... باحثاً عن فرصة للأفتراء على رب عمله أنه جميعاً يفعلون ذلك |