Kocanızın icadını araçlarında kullanmaya karar verdikleri anda diğer otomotiv şirketlerine de yolu açmış oldular. | Open Subtitles | لكن ، فـورد في المقام الآول عندما قرروا وضع اختراع زوجك في سيارتهم |
Ford'un Detroit Free Press'e bir ilan verip Robert Kearns'ün icadını çaldıklarını ve beni mahkemeye gitmekten vazgeçirmek için her şeyi yaptıklarını söylemesini. | Open Subtitles | على شرط واحد أن تنشر ، فـورد ، اعلان في صحيفة ، ديترويت المجانية تقول فيه أنهم سرقوا اختراع ، روبرت كيرنس |
- Sessiz ol, Marlene. Kowalski'nin yeni icadını deniyorduk. | Open Subtitles | بهدوء , مارلين نحن نختبر اختراع كوالسكي الجديد |
Hephaestus icadını demir ocağının ateşinde, dev bir adam şeklinde yaptı. | TED | وفي نيران ورشته، هيفستوس شكل اختراعه في شكل رجل ضخم. |
Bizim Hathy'i denememizi istiyor, Onun yeni ve en iyi icadını. | Open Subtitles | يريدنا أن نكتشف(كاثي) اختراعه الجديد الأفضل |
Oh, Lockwood. Sadece icadını ele geçirmek için seni kullanıyordum. | Open Subtitles | يا (لوك وود) المسكين، لقد كنت أستغلك لكي أصل إلى إختراعك |
Hem İngiliz, hem de Alman hükümetleri bu icadını geliştirmesi için Shuman'a cömert tekliflerde bulunmuştu. | Open Subtitles | الحكومات الألمانية و البريطانية عرضّ كِلاهما تمويل كريم لشومان لتطوير إختراعه. |
Hayran olduğum şey merakını ya da icadını sınırsızca uygulaması. | Open Subtitles | ما يُعجبني هو كيف لا يفرِضُ حدودًا على أي من فضوله و إختراعه |
O adam babamın icadını çalmaya geldi | Open Subtitles | كان ذلك الشخص يحاول سرقة اختراع والدي |
Babamın icadını almaya hakkın yok! | Open Subtitles | لا يحق لك سرقة اختراع والدي |
Lanet olsun, icadını görmem gerek. | Open Subtitles | اللعنـة , أريد أن أرى اختراعه |
Yeni icadını gösteriyordu. | Open Subtitles | كان يُريه اختراعه الجديد |
Başkalarının hayatını tehlikeye atmaktansa Halley kendi icadını kendisi denedi. | Open Subtitles | ليس بالشخص الذي يُخاطر بحياة الآخرين. اختبر (هالي) بنفسه إختراعه الخاص. |