Temel enerji kaynağı olarak hala odun, kömür ve tezek kullanan bir sürü fakir ülke var ve bunlar temiz yakıtlara ihtiyaç duyuyorlar. | TED | هناك الكثير من الدول الفقيرة التي ما زالت تستخدم الخشب والروث والفحم كمصدر رئيسي للطاقة، وهم بحاجة إلى الوقود الحديث. |
Onlar bizim onlara ihtiyaç duyduğumuzdan daha çok ihtiyaç duyuyorlar bizlere. | TED | هم بحاجة إلينا أكثر مما نحن بحاجة إليهم. |
Birçok siyasi film de bulduk, birçoğu amatör film ama, fakat tüm bunlar temelde sadece bir eve ihtiyaç duyuyorlar, kalıcı bir yer yani. | TED | و جدنا ايضاً العديد من الافلام السياسية و العديد من افلام الهواة كل الأشكال التي بحاجة بشكل أساسي لبيت, لبيت دائم |
Bize, bizim onlara duyduğumuzdan daha fazla ihtiyaç duyuyorlar. | Open Subtitles | ...إنهم يحتاجوننا بقدر مانحتاجهم |
Bize, bizim onlara duyduğumuzdan daha fazla ihtiyaç duyuyorlar. | Open Subtitles | ...إنهم يحتاجوننا بقدر مانحتاجهم |
Astronotlar fazladan yardıma ihtiyaç duyuyorlar çünkü stajyerleri de uzaya çıkaramazlar. | TED | بالنسبة لرواد الفضاء، إنهم يحتاجون إلى مساعدة إضافية، ولأنك لا تستطيع إحضار المتدربين إلى هناك أيضاً. |
Çok çalışıyorlar ve birşeye inanmaya ihtiyaç duyuyorlar güzel birşeye. | Open Subtitles | إنهم يعملون بكد و يحتاجون إلى الإيمان فى شئ ما شئ جميل |
Makineleri açıp, yeniden çalışır duruma getirmek için teknolojinin ana parçasına ihtiyaç duyuyorlar. | Open Subtitles | إنّهم بحاجة إلى قطعة مفتاح من التقنية لجعل آلاتهم تعمل مجدداً |
Afrika'da market mankenlerine ihtiyaç duyuyorlar tabii. | Open Subtitles | لأنهم بحاجة لعارضي محلات البقالة في أفريقيا |
Bu insanlar akşam yemekleri ve çayları için şeylere ihtiyaç duyuyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الناس بحاجة لأشياء من أجل عشائهم أو شايهم. |
Biz insanlar, kendi rahat alanımızda mutlu mesutken, bu bitkiler ekosistemlerinin korunmasına ihtiyaç duyuyorlar ve tepki göstermiyorlar --- endemik bitkiler ekosistemlerindeki acımasız değişimlere tepki vermiyorlar ama biz bu tehditlerin, örneğin iklim değişiminin bu bitkiler için ne demek olduğunu biliyoruz. | TED | بينما نحن البشر فرحون بمنطقتنا المريحة، فإن هذه النباتات أيضا بحاجة لأن يكون نظامها البيئي محميا، وهي لا تتفاعل — النباتات المستوطنة لا تتفاعل مع التغيير الضخم بنظامها البيئي، مع أننا نعرف نوع التحديات التي يفرضها التغيير المناخي، مثلا، على هذه النباتات. |
Çocuklarının ekran başında geçirdiği zaman için endişeli olan aileler, çocuklara okumayı öğreten fiziksel dijital oyuncaklara ve aile-korumalı uygulamalara ihtiyaç duyuyorlar. | TED | إن الآباء خلال أزمة زمن الشاشات بحاجة إلى لعب رقمية مادية كي يعلموا أولادهم القراءة، بالإضافة إلى مستودعات للتطبيقات تحظى بمستوى الأمان العائلي |
- Her daim daha çok polise ihtiyaç duyuyorlar. | Open Subtitles | إنهم دوما بحاجة الى المزيد من الشرطيين |
Buna ihtiyaç duyuyorlar çünkü hayatları karmaşık hatta bazen tehlikede oluyor. | Open Subtitles | يحتاجون إلى ذلك لأن حياتهم كانت معقدة، أو خطرة حتى، في بعض الأحيان. |
AR-1 5'e neden ihtiyaç duyuyorlar? | Open Subtitles | لماذا يحتاجون إلى بيندقية (آي آر 15)؟ |