ويكيبيديا

    "ihtiyar bir" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • عجوز
        
    • مسن
        
    • عجوزاً
        
    • عجوزٍ
        
    • حينما جاء شخص
        
    Ben sadece ihtiyar bir kadındım ve başka kimse de yoktu. Open Subtitles وانا مجرد امرأة عجوز ولم يكن هناك اى احد فى الجوار
    Bu sefer, ihtiyar bir adam yerine bir kadın olacağına seviniyorum. Open Subtitles أنا سعيدة أنها امرأة هذه المرة بدلاً من رجل عجوز متعرق
    Bana ihanet etmeye çalışan ihtiyar bir kadından çaldığım bir şey. Open Subtitles إنه مجرد قطعة قصدير سرقتها من سيدة عجوز حاولت العبث معي
    Onca yolu ihtiyar bir adamın şikâyetlerini dinlemek için gelmedin ya. Open Subtitles لم تأتِ كلّ هذه المسافة لتسمع تذمر رجل مسن.
    Düşünsene, yarın gece olurken, evli ihtiyar bir adam olacağım. Open Subtitles فكِّر فقط بحلولِ ليلِ الغَد، سأكونُ عجوزاً متزوجاً
    Her şey, en iyi yıllarının geride kaldığını düşünen ihtiyar bir adamla başladı. Open Subtitles تبدأ القصه برجل عجوز يشعر بان افضل سنين حياته قد رحلت بلا عوده
    Stavros! Ben ihtiyar bir kadınım, beni korkutamazsın. Open Subtitles ستافروس, أنا امرأة عجوز و أنت لا تستطيع أن تخيفني
    O sıralarda, tek gözlü ihtiyar bir katır ve cebimde 1.86 dolarla burayı terkettim. Open Subtitles بشأن تلك المرة ..التي تركت فيها هذا المكان مع بغل عجوز وأعور.. ومبلغ 1.86 دولار في جيبي
    Ey okullu dostlarım, sizler büyük ihtimal "Senin gibi ihtiyar bir asker bizlere ne öğretebilir ki?" diyorsunuz. Open Subtitles رجال الكلية، الآن، أنتم ربما تفكرون. بأنه لايوجد الكثير لجندي عجوز مثلي يمكن أن يعلمكم أياه.
    Saçmalama. İhtiyar bir pis zenci, Eğitim Dairesi'nin umurunda mı? Open Subtitles تباً ، ماذا يعني زنجي عجوز لهيئه التدريس ؟
    İhtiyar bir kadın gibi görünmek istemem, ama paranoyak olmak beni hayatta tutuyor. Open Subtitles أكره أن اكون سيدة عجوز لكن جنون العظمة يبقيني على قيد الحياة
    Çim biçme makinesi ile yolculuk yapan, ihtiyar bir bunak ile oturup, sopa ucunda pişmiş sosis yemekten daha cazip geliyor. Open Subtitles أحسن من تناول سجق على سيخ مع رجل عجوز يسافر فى قاطعة عشب
    Albus Dumbledore. İhtiyar bir deliden büyü numaraları öğrenmesi için para ödemeyeceğim. Open Subtitles لن أدفع تكاليف مخرف عجوز ليعلمه الحيل السحرية
    Şimdi de benim hayatımı mahvetmeye karar verdin çünkü yanında kalıp, sen ihtiyar bir fosil haline geldiğinde sana eşlik etmemi istiyorsun. Open Subtitles أعرف بأنكِ تصممين على أن تخربي حياتي لذا يجب أن أبقى هناك معكِ بينما تتحولين إلى عجوز متحجرة
    Ve tıpkı ihtiyar bir adam gibi, sıvı kaçırıyor, kötü kokuyor, ve arkadan garip sesle çıkartıyor. Open Subtitles ومثل أي رجل عجوز تماماً يسرب سوائل ، ورائحه عفنه ويصدر أصوات غريبه في الخلف
    O nazik, cesur, çok zeki bir çocuk ve onursuz, bencil, ihtiyar bir amcadan fazlasını hak ediyor. Open Subtitles إنها تستحق كثيراً أفضل من غشاش وأناني, عم عجوز بخيل
    İhtiyar bir yerli veya yalnız bir Asyalı kız ile nasıl bir tutarsın? Open Subtitles كم يضاهي ذلك حسب رأيك برجل أسمر مسن او اسيوية وحيدة؟
    İhtiyar bir Fransız-Vietnamlı uyuşturucu satıcısı bir baş belası. Open Subtitles انه رجل مسن و تاجر مخدرات فرنسى-فيتنامى حثاله الأرض
    Belki ihtiyar bir herifi kasabaya bırakabilirsin? Open Subtitles هل لديك مانع في أن تقلّ رجلاً عجوزاً إلى البلدة؟
    İhtiyar bir adamı baştan çıkarmaktan başka yapacak daha iyi bir işin yok mu? Open Subtitles لايهمني ما تفعليه ولكن لماذا تغوين عجوزاً مثله
    Bu, prens ve çetin bir Noel gecesinde soğuktan ölmekte olan, kederli, yapayalnız, ihtiyar bir kadıncağız hakkında bir hikaye. Open Subtitles إنها حكايةٌ عنه, وعن عجوزٍ وحيدة حزينة... والتي أنهكها البرد في إحدى ليالي... الكريسماس القاسية.
    Deniz kenarındayken ihtiyar bir rastafarianist planörcü sahile vurmuş bir mürekkep balığına çarptı ve yardıma koştuğumda üstüme mürekkep fışkırdı. Open Subtitles لقد كنت جالساً على الشاطئ حينما جاء شخص مُتعلق بزلاجة فاصطدم بحبار على الشاطئ والذي بدوره رش الحبر عليّ عندما هرعت للمساعدة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد