Bu gezegendeki her yaratıktan iki kat daha akıllıyız. | Open Subtitles | نحن عقلاء بضعف اي مخلوق موجود على الكوكب |
Şeytanlardan iki kat daha güçlüler ve daha pislikler. | Open Subtitles | لكنهم بضعف قوّة الكائنات الشريرة .. و أكثر حقارة |
Bu sıradan bir kurt değil. Demek istediğim, normal boyutundan iki kat daha büyük, ve alışılmadık biçimde saldırgan. | Open Subtitles | هذا ليسَ ذِئباً عاديّاً، أعني إنه على الأقل ضِعف الحَجم المتوسِّط، وعِدائي على نحوٍ غَريبٍ. |
Yani şimdi herkesten iki kat daha fazla çalışmam gerekiyor. | Open Subtitles | إذاً الآن عليَّ عمل ضعف العمل الذي سيقوم به الجميع؟ |
Ayrıca yakın zamandaki bir çalışma yalnız insanların Alzheimer hastalığına yakalanma riskinin iki kat daha fazla olduklarını buldu. | TED | لذا دراسة حديثة أوجدت أن الوحيدون أكثر عرضة للخطر مرتين للزهايمر |
İki kat daha. Ve de cila. | Open Subtitles | معطفان آخران ومانع التسرب |
Telefon rehberi iki kat daha kalındır. Neden bana bir kardeşin olduğunu söylemedin? | Open Subtitles | أنت محظوظ لأننا لسنا في هونج كونج , دليل الهاتف هناك ذو حجم مضاعف |
Yeni aşı, bu, son virüsler üzerinde, eski aşıya göre iki kat daha fazla etkiye sahipti. Ve bizde hemen bunu kullanmaya başladık. | TED | اللقاح الجديد كان له تأثير مضاعف أكثر بمرتين من اللقاح السابق لذا فقد بدأنا مباشرة باستعمال هذا اللقاح. |
Değişiklik mevsimler gibidir, ve iki kat daha çabuk gelir. | Open Subtitles | ستتغيرالاوضاع بدون شك كما تتغير المواسم ونتكيف معها بقدر استطاعتنا |
Seni iki kat daha sert ve iki kat daha hızlı alaşağı edeceğim. | Open Subtitles | أنا سأقوم بالإطاحة بك بضعف قسوتك و بضعف سرعتك. |
- Harley'ye ondan iki kat daha büyük birisiyle kavga etmesini mi söyledin? | Open Subtitles | هل أخبرت هارلي بأن يتشاجر مع أحمض بضعف حجمه؟ |
Bu iyi. Belki iki kat daha hızlı onun sistemi ile çalışacağız. | Open Subtitles | هذا مبشّر، ربّما ينصرف من جسده بضعف سرعة السم العاديّ. |
Titan'daki yağmur damlaları Dünya'dakilerden iki kat daha büyük. | Open Subtitles | "قطرات القمر على "تيتان ضِعف حجم قطرات المطر على الأرض |
Bu Satürn. Jüpiter'in Güneş'e olan uzaklığından iki kat daha uzak. | Open Subtitles | هذا زحل، ضِعف مسافة المشتري عن الشمس |
Ölü de olsa, çocuk da olsa senden iki kat daha erkek. | Open Subtitles | رغم انه ميت ورغم انه فتى هو ضعف الرجل الذي انت هو |
O serbest köleler yarı fiyatına iki kat daha fazla çalışıyor. | Open Subtitles | هؤلاء العبيد المُحرّرون يعملون ضعف العمل الذي يُدفع لهم من أجله. |
eğer çizgi doğrusal olsaydı, yani dik çizginin eğimi, o zaman bu değeri iki katına çıkarmak için iki kat daha fazla enerjiye ihtiyaç duyacaktınız. | TED | تقول بأنه فيما اذا كان خطي الانحدار التدريجي وبالتالي يتضاعف الحجم وسيتطلب ذلك ضعف كمية الطاقة الحيوية |
Endüstriyel amaçlı kullanıma kıyasla deniz suyuna eklediğimizde iki kat daha fazla CO2 absorbe ediyoruz. | TED | يمكنك امتصاص ثاني أكسيد الكربون بمعدل مرتين أكثر عند إضافته إلى مياه البحر عند استخدامه صناعيًا. |
Beş yıl sonra, bu kadınlar iki kat daha fazla yaşadılar, ve gördüğünüz gibi bu insanlar -- | TED | بعد 5 سنوات, هاؤلاء النساء عاشوا مرتين اكثر مما هو متوقع. |
Işık hızının %86,6'sında, Lorentz faktörü 2'dir. Bu da zamanın uzay gemisinde iki kat daha yavaş geçeği anlamına gelir. | TED | في 86.6٪ من سرعة الضوء معامل لورنتز هو 2، هذا يعني أن الوقت سيمضي أبطأ بمعدل مرتين على متن المركبة الفضائية. |
İki kat daha. | Open Subtitles | معطفان آخران ومانع التسرب |
Telefon rehberi iki kat daha kalındır. | Open Subtitles | أنت محظوظ لأننا لسنا في هونج كونج , دليل الهاتف هناك ذو حجم مضاعف |
Kendini zengin hisseden katılımcılar, kendini fakir hisseden katılımcılardan iki kat daha fazla şeker aldı. | TED | المشاركون الذين شعروا بأنهم أغنياء أخذوا حلوى أكثر بمرتين من المشاركين الذين شعروا بالفقر. |
Değişiklik mevsimler gibidir, ve iki kat daha çabuk gelir. | Open Subtitles | ستتغيرالاوضاع بدون شك كما تتغير المواسم |