Kadın, otuz iki yaşında, sağlıklı, kan grubu uyuyor, mükemmel verici. | Open Subtitles | أنثى في الثانية والثلاثة بصحة جيدة فصيلة الدم المثالية المتبرع المثالي |
Bu masada iki yaşında bir kız var. | Open Subtitles | هناك فتاة في الثانية من عمرها على الطاولة |
İki yaşında çocuklar anüsleri dışarı sarkmış şekilde midelerinin üzerinde emekliyorlardı. | Open Subtitles | أطفال بعمر سنتين يزحفون بفتحة شرج متدلية |
İki yaşında bir kızı var, onu arkasında bırakacağını hiç sanmam. | Open Subtitles | لديها طفلة بعمر سنتين لا أتخيلها تتركها خلفها |
Bilirsin, tüm gün boyunca tıpkı iki yaşında gibi, oldukçe meraklıyımdır. | Open Subtitles | أنت تعلم , أنا فضوليّ طوال اليوم كله أنا مثل الذي عمره سنتان |
Pardon, biz iki yaşında Kanadalı bir çocuğu arıyoruz. | Open Subtitles | المعذرة، نبحث عن ولد كندي عمره سنتان |
Güzel ama iki yaşında tam lâzımlığa alıştıkları zaman, ...ayrıca her yerde gezerler, mobilyaların üstünde falan. | Open Subtitles | حسناً، بعمر الثانية يدوموا علي المشي ويركضوا في كل مكان ويتبلوا علي الأثاث |
Bugün, Seattle'da iki yaşında bir bebek öldü. | Open Subtitles | توفي طفل عمره سنتين اليوم في سياتل |
Naya adında iki yaşında bir kızım var ve bu konferansın babasının şerefine adlandırıldığını düşünüyor. | TED | لدي طفلة عمرها سنتان واسمها نايا وهي تعتقد خاطئة أنه قد تمت تسمية هذا الؤتمر باسم والدها تكريمًا له. |
İki yaşında bir çocuk bu tip şeyler yapamaz. | Open Subtitles | لا يجب أن يكون طفل بالثانية من عمره قادراً على عمل ذلك |
Ama Mr. Monk, O daha iki yaşında bile değil. | Open Subtitles | - لكن السّيدَ Monk، هو لَيسَ حتى سنتانَ قديمةَ. |
Ve iki yaşında bir çocuğu vardı. | Open Subtitles | كانت لديه زوجة و طفل في الثانية من عمره. |
Şu anda bulunduğum yerden bakınca bu orta yaş dönemi, on iki yaşında olduğun ve Matthew'la Vanessa'nın bütün gece Bee Gees şarkısı How Deep Is Your Love? | Open Subtitles | وبالنظر للخلف من حيث أجلس أنا الان سنوات منتصف العمر هذه أصعب بقليل فقط من يوم كنتِ في الثانية عشر |
Rabbim bana bir tane kız verdi, on iki yaşında ve adı Toya. | Open Subtitles | لقد وهبني الله ابنة واحدة في الثانية عشر اسمها تويا |
İki yaşında bir çocuk aldım. | Open Subtitles | Uh، نظرة، أنا تَواً أَخذتُ فيه a ولد بعمر سنتين. |
"Ve bazıları sadece iki yaşında." dedi. | Open Subtitles | وبعضهم بعمر سنتين |
Daha iki yaşında. | Open Subtitles | لا - فقط طفل بعمر سنتين |
Oğlan daha iki yaşında. | Open Subtitles | إن عمره سنتان فقط - أريد أن يكون أولادي قادرين على اغتنام - |
Ve iki yaşında oğlu var. | Open Subtitles | و لديها ابن عمره سنتان |
On iki yaşında trajik bir şekilde ölmüş. | Open Subtitles | مات بشكل مأساوي بعمر الثانية عشرة |