Sen de başka bir yolu olduğuna gayet güzel ikna etmiştin. | Open Subtitles | و من ثُمّ بحكمةٍ بالغة أقنعتني أنّ دائمًا هُنالك طُرُقٌ أخرى. |
Sen de intihar etmemem ve gidip onu geri kazanmam için beni ikna etmiştin. | Open Subtitles | و حينها أقنعتني و على الهواء مباشرة بعدم الانتحار و طلبتَ منِّي السعي وراء تلك الفتاة |
Sen de intihar etmemem ve gidip onu geri kazanmam için beni ikna etmiştin. | Open Subtitles | و حينها أقنعتني و على الهواء مباشرة بعدم الانتحار و طلبتَ منِّي السعي وراء تلك الفتاة |
Beni ikna etmiştin o zaman bu tür gücün bazı deli, manyak adamların eline düşmesine izin veremezdik hani. | Open Subtitles | أنت اقنعتني أنه لا يمكن أبدا السماح لهذا النوع من السلطة أن تقع في أيدي شخص مختل, مجنون . |
beni öğretmene aşık olduğuna ikna etmiştin. | Open Subtitles | لقد اقنعتني بانك واقع بحب المعلمه |
Sen de beni, güzel ve akıllı olduğuma ikna etmiştin. | Open Subtitles | وكنتِ تقنعيني أني جميله وذكيه |
Beni evliliğin saçma sapan bir peri masalı olduğuna ikna etmiştin. Ve öyle değil miymiş? | Open Subtitles | لقد أقنعتني أن كل هذه مجرد خرافات |
Çorap gitmeyi bırakmam konusunda beni ikna etmiştin. | Open Subtitles | أقنعتني بعدم ارتداء الجوارب |
Ve sonra sen, gelmesine izin vermem için beni ikna etmiştin. Çok sevimliydi. | Open Subtitles | -وبعدها أقنعتني بالسماح له بمرافقتنا |
Bir amacım olduğuna beni ikna etmiştin. | Open Subtitles | أنت أقنعتني أن لي هدف بالحياة |
Bir amacım olduğuna beni ikna etmiştin. | Open Subtitles | أنت أقنعتني أن لي هدف بالحياة |
Ruvé Darhk'tan annem ve babam için intikam almanın Black Canary'nin mirasına zarar vereceğine dair beni ikna etmiştin. | Open Subtitles | أقنعتني بألّا أثأر من (روفي دارك) لأجل والديّ لأن القتل سيدنس تراث (الكنارية السوداء). |
Bir dakikalığına, bile olsa senden hoşlandığıma beni ikna etmiştin. | Open Subtitles | أقنعتني حقًّا أنني مُعجبةٌ بك |
- Beni bu işe nasıl ikna etmiştin? | Open Subtitles | كيف اقنعتني بالدخول في هذا العمل؟ |
Beni buna nasıl ikna etmiştin? | Open Subtitles | كيف تركتك تقنعيني بهذا؟ |